TATİL EGZERSİZİ

Hepinize en hasret dolusundan selamlar ve sevgiler gönderiyorum arkadaşlarım izleyenlerim.

İstanbulu artık hiç sevmiyorum diye yola çıktım:) yanıma bir kaç tişört ,pantalon ve prensesi aldım:) zira son günlerde yaşadığım stresle ardıma bile bakmadan soluğu bir kaç aydır telefon dışında yüz yüze görüşemediğim kardeş gibi büyüdüğüm kuzenimin yazlığında ayvalık sarımsaklıda aldığım soluğu,
İstanbulda görüşememize inat başka bir şehirde bir araya geldik işte dedik:)sarımsaklıya indiğim gün miraç kandili idi ,günün anlam ve önemindenmidir bilinmez kuzenle eski günleri şöyle bir devirirken gülmek ve ağlamak bir birine karıştı adeta)):biraz dışarıda dolaşıp ibadet ettik ve erkence kalkmak üzere yattık.

Sabah ilk işim dış dünya ile bütün irtibatı kesmek oldu:))telefonumu tatil boyunca kapattım:)))minik kuşum semihim ve kız kıza kahvaltının keyfini anlatamam:))günü sahilde şezlongda beynimi formatlayarak bitirdim.

Akşam üstü çılgın geceye aktık:)))ne mi yaptık ne kadar sakıncalı yiyecek varsa hepsini yedik:))yıllar oldu belki yemeyeli kokoreç yedik hemde yarım ekmek:)bir de üstüne midye dolma kola eşliğinde:)üstüne profiterol bir saat sonra lokma tatlısı maşallah deyin:))
bütün bunları yemek blogu olduğunuz için yazıyorum nefistiler blogcanlarım:))oh be stres böyle atılıyormuş.Tabi sonrada bu kiloları atmak için stresleneceğim onu da yazarım bilahare:))
Koca ayvalık ve sarımsaklıyı gezip görmek için kısa zaman da çok yol aldık yorulduk ama fazlasıyla değdi tekne gezisi yaptık muhteşem bir gün oldu:))gidecek olanlara bir sır cömert kaptanla gezin çok eğlenceli:)ayrıca cunda adasına da uğruyor vede tercüman eşliğinde muhteşemdi.Son gün şeytan sofrasında güneşin batışını seyre daldık yüce rabbimin büyüklüğü
ile titredik.yazımın üstündeki fotoğraf benim şahaserim :))fotoğrafçılıkta artık sınır tanımıyorum:))güneşi avucumun içine aldım:))altdaki fotoğrafda prensesim iki parmağında tuttu
güneşi,fotoğrafı çekmeyi iyi becerebildik blogcanlarım fena sayılmaz değilmi ,moraller iyice geri döndü yani:)))
kısa tatilin öyküsü böyleydi arkadaşlar bugün itibariyle büyük tatilimiz başlıyor :))en kısa sürede erişim bulmaya çalışacağım ara ara da olsa mutlaka sizleri izleyip yorum bırakacağım gelemediklerim sakın gönül koymasın hepinizi seviyorum :))yeni sezonda yoğun olarak görüşeceğiz zaten, bir de süpriz:)kalp kurabiye denizimle mailleştim kastamonuda inşallah buluşuyoruz kısmetse kınasına gidiyorum:))benden kaçmaz.




Sarmsaklı geceleri dolaşmakla bitmeyen şıkır şıkır tezgahlarla dolu,her tezgahdaki ürünler bir birinden şık ve güzeller tatilin ilk günüyü bu iki şirin ve nazik kızın tezgahına özel ilgi duydum nedense:)bu kızlar çok sevimli ve naziktiler,yumuşacık ses tonları ve yüzlerindeki sevimli gülümsemeleri çok hoştu, belki de böyle olduklarının farkında değiller .iki üç tezgah tamamen kendi el emekleri ile hazırladıkları kolyeler ,küpeler ve zeytinyağ ile hazırlanmış çok şık keselere doldurdukları bebek sabunları ,yine özel hazırlanmış mis kokulu böğürtlen ve zeytinyağlı kremler satıyorlar.

İzin istedim fotoğraf almak için beni kırmadılar:))yolunuz sarımsaklıya düşerse luna parkın denize doğru bir cadde altı hediye çarşısında, içeriye girice sağda bir kaç tezgah ileride

sevgili Gülden ve Cevriye bu sevimli kızların tezgahlarını görmeden dönmeyin lütfen.

şimdilik hoşça ve mutlu kalın:))sevgiler ve saygılar dilerim..