26 Eylül 2012 Çarşamba

PALAMUT KONSERVESİ

 
Sonbaharın bereketi  sebzede ,meyvede aynı zamanda   her çeşit balıkta bol bol devam ederken bende ,pratik ve lezzetli  reçeteler vermeye çalışıyorum:)hele ki ,palamut furyası varken biraz buzluğa atmakta fayda var elbette fakat mutlaka palamut konservesi  hazırlamanızı da öneririm enfes bir lezzet  oluyor.Ben beceremem diye düşünmeyin:))hazırlaması çok kolay,en kötü ihtimal kapağının tutmaması olasılığıdır ki en azından  hemen  açıp yersiniz:))ton balık lezzetinde oluyor,kapağını açıp sularını süzdükten sonra  istediğiniz şekilde salatalarda,makarnada vb.tüketebilirsiniz.
 
Malzemeler:
 
3 tane büyük palamut
1 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı toz şeker
1 yemek kaşığı  sıvıyağ
 
Hazırlanması:
Öncelikle  ayıklanmış ve dilimlenmiş palamutu  iyice yıkayıp sularını süzelim.Kavanoza ezmeden
üst üste dizelim ,aşağıdaki  fotoğrafta gördüğünüz şekilde.Her kavanoza 1 çay kaşığı tuz,1 çay kaşığı şeker ve 1 yemek kaşığı sıvıyağ dökelim kavanozun ağzını sıkıca kapatalım.
Büyükçe bir tencereye yerleştirip aralarına korumak için karton veya benim yaptığım gibi bez sararak korumaya alalım ki  kavonozlar pişme esnasında zarar görmesin.
Kavanozların üzerine çıkacak kadar su doldurup kaynama noktasına kadar harlı ateşte daha sonra
orta ateşte yaklaşık 1,5 saat pişmeye bırakalım.Süre sonunda  ocağı kapatalım.Tenceredeki su
biraz ılınınca kavanozları  çıkarıp  kapakları alt kısımda olmak üzere ters çevirerek soğumaya bırakalım.Kapak kontrolü yaparak  kilerimize kaldırabiliriz.
Hazırlayacak Olanara Şimdiden  Kolay Gelsin..
NOT:Kavanozları tencereden çıkarırken mümkünse kapağından tutarak çıkarmayınız,kavanozun hava alma ihtimali olabilir.




HAMSİLİ BÖREK

 
Merhabalar..Yıllardır  basından ve TV.lerden hayranlıkla takip ettiğim  şeflerden Gühan Hocam ile yan yana gelip, uzun uzun sohbet edip bir de kitap imzalatacağımı söyleselerdi herhalde inanmazdım:)Evet gülhan hanımı belki de ilk çıkış yıllarından beri  hiç bir yayınını kaçırmadan izlemişimdir ,üstelik verdiği reçetelerle yemek defterim zaten kitap olmuştu açıkcası:))Konusunda   muhteşem donanımlı,  birebir tutan  reçeteleri ile herkesi mutfağa sevdirmişDaha önce Sihirli mutfak ardından kriz mutfağı kitabını yazan  gurme yazar Gülhan hocamhalen yemek atölyesinde  eğitim veriyor.139 tarif  ile hazırladığı  son kitabı ise"ÇAY SAATİ "Hamsili börek ,gülhan hocamın son kitabından  hazırladığım bir lezzet .Biz ailece çok severek yedik:))enfes bir lezzet oluyor şiddetle tavsiye ederim.Aynı zamanda ve özellikle balık sofrasında mutlaka buunması gereken ara sıcak olur düşüncesindeyim:)Gülhan hocamın yolu açık olsun,devam eden çalışmalarında başarıyla attığı imzaların takipçisi olmaya devam edeceğim...
 
Malzemeler:
 
500 gr hamsi
1 orta boy kuru soğan
1 tane yumurta
3 dilim bayat ekmek(1 tane kepekli sandviç kullandım)
1/2 demet maydanoz
tuz,karabiber
2 tane taze yufka
kızartmak için sıvıyağ
 
Hazırlanması:
Temizlenmiş  hamsilerin kılçıklarını  ve kuyruklarını kesip atın.Etlerini  ince ince kıyın veya robottan geçirin.İncecik kıyılmış soğan ve maydanozu hamsilerin üzerine dökün.Ekmek içlerini ufalayın ,arzu ettiğiniz kadar tuz ve karabiber ile tatlandırıp yumurtayı kırdıktan sonra kaşık ile karıştırın.
 Daha  sonra aşağıda fotoğrafladığım gibi yufkaları önce ortadan ikiye bölün  sonra  4-5 cm olacak şekilde şeritlere kesin.Uç kısmına  iç malzemesini yerleştirin ve sağdan sola doğru üçgen olacak şekilde katlayın.Yufkanın bitimine kadar devam edin.Son uc kısmını ister içine kapatın veya su ile ıslatın açılmasın. Tüm börekleri bu şekilde kızartın ve kağıt havlu üzerine çıkarıp sıcak servis edin.
Afiyet Olsun...





 

24 Eylül 2012 Pazartesi

ZERDE

 
 Tüm misafirlerime sevgilerimi selamlarımı gönderiyorum.Uzun zamandır zerde hazırlamak istiyordum.Aslında, hanede benden başka seveni yok diyebilirim:)neyse ki ;en kaliteli içme sularından "ERİKLİ"  su etkinliğinde  EKS mutfak şeflerinden , Ayşegül şefimin denetiminde öğrenmiş oldum:)Hazırlaması oldukça kolay ve zerdeçal'ın lezzeti ise şaşırtacak kadar enfes bir lezzet  oluyor.Gerçekten zerdeçalın bu kadar  lezzet vereceğine ihtimal vermiyordum:)fakat  zerdeyi  aynı zamanda safran ile de hazırlayabilir içine üzüm ,kayısı gibi kuru meyveler ilave edebilirsiniz.
Safran ile hazırlayacağınız takdirde;safranı sıcak suyun içinde çay gibi demleyip süzdükten sonra kullanmanızı öneririm.Bu  güzel günde  sadece zerde hazırlamadık elbette maş fasulye salatası ve nohutlu arpa şehriye pilavı reçetelerini en kısa sürede yayımlayacağım:) bu vesile ile  beni bu etkinliğe davet eden Erikli suya ,EKS mutfak şefi Ayşegül hanıma ve çalışanlarına çok teşekkür ederim.Şimdi bu enfes tatlı zerdeyi nasıl hazırlamışız işte reçetesi.

Malzemeler:
1 kahve fincanı pirinç
1 su bardağı şeker
1 çay kaşığı zerdeçal
5 su bardağı su
Gül suyu

Hazırlanması:
Pirinçleri yıkayıp bir tencereye boşaltın.Üzerine su ve zerdeçal'ı ilave edin.Orta hararetli ateşte yumurta teli ile devamlı karıştırarak pirincin nişastasının çıkmasını sağlayın.Bu arada yüzeyde oluşan köpükleri bir kaşık yardımı ile alın .Şekeri ilave ederek 15 dakika daha pişirin.Pirinçler iyice pişip
rengi sararınca ateşten alıp kaselere paylaştırın soğumaya bırakın.
Servis ederken 1 yemek kaşığı gül suyu ilave etmeyi unutmayın.
NOT:
Risotto pirinci ile hazırladık,alternatifi  Baldo veya kırık pirinç olabilir.Zira nişastası zengin pirinç çeşitleridir.
Zerdenizin pirinci piştiği halde kıvamı yoğunlaşmamış ise; 1 yemek kaşığı  nişastayı su ile inceltip
bu karışımdan, 2 yemek kaşığını  ip gibi akıtıp bir taraftan karıştırarak  zerdeye ilave edebilirsiniz.
Şeker miktarı bana göre fazla olmuştu,benim gibi az şekerli sevenler,1 su bardağından iki parmak eksik olarak ilave edebilirler.
Afiyet Olsun...

19 Eylül 2012 Çarşamba

PEPEÇURA

 
 
Merhabalar değerli takipçilerim.Böyle bir tatlı hazırlayacağımı hiç düşünmezdim takii
komşumun bize doğu karadenize özgü kokulu üzüm ikram edene kadar:)O kadar çok vermişti ki yiye yiye bitmedi:) en sonunda kalan kısmı ile komposto hazırladım.Bir de aynı gün , kokulu üzüm ile ilgili  bilgi arayışına girdim. Halk arasında laz üzümüolarak anılan kokulu üzümden, pepeçura adında  pelte hazırlanılıyormuş:)Mısır unu,nişasta ve üzüm suyu ile hazırlanan bu tatlının üzerine fındık serpilerek tüketilirmiş ben bu lezzeti bilmiyorum:)fakat bunun yerine , Aslanın mutfağının  puding şeklinde hazırlanmış daha pratik ve lezzetinin güzel olabileceğini düşündüğüm tarifini denedim.Ben ve çocuklar severek yedik,bugünlerde aynı tatlıyı bir kez daha hazırlamayı düşünüyorum :)özellikle  misafir sofrasında,misafir sofrası diyorum çünkü..çok çeşit hazırlandığı için
yemek sonrası  hafif bir tatlı oluyor.Denemek  isteyenler ,elinizi çabuk tutarsanız  kokulu üzümlerin tam zamanı:)Bu kadar bilgiden sonra nasıl hazırlamışım işte reçete.
 
Malzemeler:
 
Kokulu üzüm
Nişasta
Toz şeker
 
Hazırlanması:
İstediğiniz miktarda üzümü yıkadıktan sonra tencereye alın , üzerine gelecek kadar su ve damak zevkinize göre şeker ilave edin, kaynamaya bırakın. 
Ilınınca bir süzgeçten suyunu süzün üzümleri de sıkarak süzgeçten geçirin.
 
1 Su Bardağı Üzüm Suyu  için, 1 Çorba Kaşığı Nişasta Kullanın.
 
Bir tencereye üzüm suyu ve nişastayı alın, karıştırarak muhallebi kıvamına kadar pişirin.
Daha sonra servis edeceğiniz kaplara boşaltıp,soğuduğu zaman servis edin.
Afiyet Olsun...
 
NOT:Bu ölçüyü  kendinize göre ayarlayabilirsiniz.Ben üç su bardağı üzüm suyu ve 3 yemek kaşığı
nişasta  kullandım 5 kup çıktı.
 

18 Eylül 2012 Salı

ETLİ KARNIYARIK

 
Herkese sevgiler saygılar.."Varmısın  bir 30 yıla daha" dedim..sevgili eşime:)
"Varım,  yeni başlıyoruz yapacak çok işimiz var "dedi..evet 17-09 bizim evlenme yıl dönümümüzdü:))daha geçen yıl yazmıştım bu Serüvenin Hikayesini zaman nasıl hızlı akıyor bir kez daha anladım:))Sağlıkla huzurla  nice yıllara bize ve cümlemize...Patlıcan mevsimi tam zamanı,patlıcan severler için belki bildik bir reçete :)bakın bakalım ben nasıl hazırlamışım.
Görüşmek üzere sevgi ile kalın...
 
Malzemeler:
500 gr kuşbaşı dana eti
1 tane büyük soğan
2-3 tane domates
1 tatlı kaşığı domates salçası
1 tatlı kaşığı biber salçası
5-6 orta boy patlıcan
1-2 tane sivri biber,domates(üzeri için)
sıvıyağ,tuz

Hazırlanması:
Patlıcanları alaca soyup üzerine 1 tatlı kaşığı kadar tuz  ve elinizle  su serpin acı suyu çıkması için
beklesin.Diğer tarafta  kuşbaşı etleri yıkadıktan sonra bir yemek kaşığı sıvıyağda kavurarak pişmeye bırakın.Etler suyunu salıp tekrar çektiğinde yeteri kadar yumşamamış ise bir çay bardağı  sıcak su ilave edebilirsiniz.Daha sonra küp doğradığınız soğanları ilave edin ,ardından kabukları soyulmuş ve küp küp doğranmış domateslerin ilavesi ile kısık ateşte, iyice pişmeye bırakın.

Patlıcanları yıkayın iyice sularını sıkıp kurulayın ve  kızartın.
Kızarttığınız patlıcanları  fırın tepsisine dizin.Bıcak ve çatal yardımı ile patlıcanın iki uçlarını koparmadan, ortasından yarın ve  olabildiğince genişletin.Burada oluşturduğumuz boşluğa kaşık yardımı ile hazırladığımız  et soteyi doldurun.Üzerini biber ve domates ile süsleyin.
Yaklaşık iki su bardağı su ile salçaları ezin ve bir kenarından tepsiye dökün.
200 derecedeki fırında yemeğin suyu kaynayıncaya kadar(30 dakika)pişirin ve fırından çıkarıp sıcak servis edin.
Afiyet Olsun...

16 Eylül 2012 Pazar

KİREMİTTE KÖFTE

 
 Mutlu pazarlar  değerli  takipcilerim.Ramazan ayının iftar sofrasından bir lezzet,o günlerden  beri bozulmadan arşivde bekliyordu:))çok pratik  ve lezzetli oluyor tavsiye ederim.
Ayrıca , sebzeler ilavesi ile yemeğinizi bereketlendirip misafirleriniz ile paylaşırsınız  veya  evde az kişi iseniz,verdiğim iki seçeneği de aynı zamanda  hazırlayıp  iki öğün yemeğiniz olur,tercih sizin.
Görüşmek üzere sevgi ile kalın...

Malzemeler:

Köfte İçin:
500 kg kıyma
2 -3 dilim  bayat ekmek içi
1 orta boy kuru soğan rendesi
1 tane yumurta
1/2 demet maydanoz
1 çay  kaşığı karabiber
1 çay kaşığı tuz

Domates Sos  İçin:
3 tane  büyükçe domates
1 yemek kaşığı sıvıyağ

Hazırlanması:
Önce köfteyi hazırlayalım  biraz dinlensin.Kıymanın üzerine  ıslatılıp veya incecik ufalanmış ekmek içini ince kıyılmış maydanozu vesırasıilediğer malzemeleri ilave edip güzelce yoğurup buzdolabına
dinlenmeye bırakalım.

Diğer tarafta domateslerin kabuklarını soyarak küp küp doğrayalım .Üzerine sıvıyağ ve bir fiske tuz ilavesi ile  pişmeye bırakalım.Domatesler ezilinceye kadar pişirelim bir miktar  suyu olmalı bu şekilde ateşten alalım.

Şimdi köfteleri istediğiniz  gibi şekillendirip  toprak kabınıza  aralık vermeden dizebilirsiniz.
Önceden  ısıtılmış  200-220  derecedeki fırında köftelerin  üzeri kızarıncaya kadar pişirin.
Pişen köfteleri fırından çıkarıp üzerine hazırladığınız domates sosunu dökün ve tekrar fırına sürün.
5-10 dakika sonra fırından alıp sıcak servis edebilirsiniz.
Afiyet Olsun... 

NOT:Aşagıdaki  fotoğrafta  sebzeli  köfte görüyorsunuz.Buradaki fark ;kızarttığınız sivri biber ve patlıcanları  fırından çıkardığınız köftelerin alt kısmına yerleştirdikten sonra üzerine sos dökülmesidir.


14 Eylül 2012 Cuma

HELLE AŞI

 
Sağlıklı mutlu hafta sonları dilerim  değerli  misafirlerim.Her türlü çorbayı  mevsim ayırmadan içmeyi çok severim.Eşim öyle mi, kış mevsimi dışında  hiç sevmez diyebilirim:)böyle olunca bende biraz uzak kalmıştım canım çorbadan:)çocukların  erginleşmesi ile özellikle oğlan her sofrada  çorba  olmazsa olmazı oldu,çok şükür kendime benzettim çocukları:)) bu sebeple  her bulduğum  çorba tarifini hemen deniyorum:)özellikle ramazan ayında  çorba çeşitlemelerine çok ihtiyaç oluyor.
Yıllardır severek hazırladığım çok pratik  Helle Aşı çorbası, ramazan ayında iftar sofrasında  mutlaka bir kez de olsa bulunur.
Sütlü çorbanın bir versiyonu tadında  hafif mis gibi oluyor.Sivas yöresine ait bir çorba olduğunu biliyorum .Halk arasında   kelle peyniri diye bilinen Mihaliç peyniri ile hazırlanıyor,lafı uzatmadan
nasıl hazırlamışım işte reçete.Sevgi ile kalın...

Malzemeler:
1 küçük çay bardağı  pirinç
100 gr mihaliç peyniri
1 yemek kaşığı  tereyağ
1 çay kaşığı pul biber
5-6 su bardağı su

Hazırlanması:
Yıkanmış pirinçlerin üzerine  5 su bardağı suyu döküp kısık ateşte pirinçler uzayıncaya kadar pişirin.
Daha sonra  küçük küpler halinde doğradığınız  mihaliç peynirlerini çorbanın içine bırakın.
Diğer tarafta  pul biberini tereyağında yakın .Bir iki taşım kaynamış  çorbanın üzerine  tereyağını gezdirin ve ateşten alın.Sıcak servis edin...
NOT:
Tuz ilave etmemenizi öneririm zira peynir yeterince tuzlu oluyor.
Pirinçler uzadıktan sonra  çorbanın suyu  kalmamışsa bu aşamada  sıcak su ilave edebilirsiniz.

13 Eylül 2012 Perşembe

SOĞAN SALATASI YATAĞINDA PALAMUT TAVA

 
1 Eylül,  balık avı başlaması ile beraber  ilk siftahımızı  çingene palamutu( palamutun küçüğü) ile yaptık.Aslında çok da sevmem çingene palamutunu  henüz yağlanmamıştır, lezzeti hoş değildir bana göre, fakat bu balık ezberimi bozdu:)lezzeti mükemmeldi.İnşallah bu mevsim bol bol palamut çıkar
omegadan zengin  bu besini çokça  tüketiriz.
Arada bir  balığı kızarttığım zaman böyle hazırlıyorum  çok da pratik oluyor ,ayrıca salata gerekmiyor sadece söğüş  roka ,domates  varsa kıvırcık yaprakları yeterli oluyor.Denemenizi tavsiye ederim:)
Ölçü vermeyeceğim,İstediğiniz kadar kuru soğanı yarım ay şekinde doğrayın ,bir fiske tuz serperek  elinizle ovalayın.Soğan suyunu sıkarak atın.Servis tabağına aldığınız soğanları kıyılmış maydanoz ile karıştırın ve limon suyu ile tatlandırın.
Orta ateşte kızarttığınız palamutları  hazırladığımız soğan salatasının üzerine dizin ve servis edin.
 Kızartılmış balığın yağı ile karışan ve lezzetlenen bu yemeği bakalım siz sevecekmisiniz:)
Afiyet Olsun...

12 Eylül 2012 Çarşamba

MİDYE DOLMA

 
Merhabalar, Deniz ürünleri içinde en çok sevdiğim lezzet diyebilirim  midye dolma için:)fakat midye ,üzerinde çok konuşulan bir deniz canlısı. Denize  dökülen  kimyasal atıklardan en çok kabuklu hayvanlar etkileniyormuş  hareket edemedikleri için :)bünyelerine civa ,bakır ve kadmiyum
depoluyorlarmış ,bu sebeple  sağlığımız tehdit altında oluyor...
Diğer  konu  ise,  midye yemek  haram mı,helal mi.Konu ile ilgili Diyanet işleri başkanlığına gönderdiğimiz mail'e gelen cevap şudur;Denizden çıkan her şey temizdir,yenmesinde bir sakınca yoktur..
   Bütün yazdıklarımın üzerine  hala midye yiyebiliyorsam gerçekten sevdiğim içindir:))benim gibi midye dolma tutkunlarına  yılda bir kaç midye yemekle hiç bir şey olmaz diyelim:)yine de siz siz olun bildiğiniz temiz bölgeden bizim çocuklar gibi kendi elleriniz ile toplayın derim.Midye de artık XL boy  neredeyse bulunmuyor olsun:)en küçük olmasın ,bir boy büyüklerinden olsun. Bizim çocuklar 165 tane toplamışlar, üşenmemişler bir de  saymışlar:)dolmayı yeğenim Gökhan ile hazırladım ,arkadaşlarla paylaşarak yedik:)yiyenlerden övgüler aldı  ama  içini fazla doldurmuşum bir daha az iç ile dolduracağım:)Midye bulunması, çıkarılması zor bir deniz canlısı fakat yine de reçeteyi kayıt altına almakta fayda var:))
Hazırlayacak olanlara şimdiden kolay gelsin dedikten sonra  nasıl hazırlamışım işte tarifi...

Malzemeler:
midye

İçi İçin:
1,5 su bardağı pirinç
1 kahve fincanı zeytinyağ
2 orta boy kuru soğan
2 tane kesme şeker
1 tatlı kaşığı domates salçası
1 tatlı kaşığı biber salçası
2 tatlı kaşığı dolma baharı(yeni bahar)
2 tatlı kaşığı pul biber
1yemek kaşığı nane
1 tatlı kaşığı karabiber
1 çay kaşığı tuz

Hazırlanması:
Midyeleri iki aşamada temizleyeceğiz.Önce dış yüzeyini iyice temizlemek lazım bunun için  bir çuvalın içine toplanmış tüm midyeleri doldurup ovalayalarak bir kısım yosunların dökülmesini sağlayın, daha sonra  hiç kullanılmamış  bulaşık teli ile tek tek ovarak üzeri pürüzsüz oluncaya kadar temizleyin ,ikinci aşama temizlenmesi için  temiz bir  suyun içinde beklemeye bırakın.

Diğer tarafta içini hazırlamaya başlayabiliriz.Küp küp doğranmış soğanları yarım kahve fincanı zeytinyağında hafif sararıncaya kadar kavurun.Üzerine yıkanmış pirinçleri ilave edin.Sırasıyla
şekeri,tuzu,salçaları karıştırıp pirinçler yağı çekip tekrar salıncaya kadar kavurun sonra 1 su bardağı sıcak su ilave edin ve kısık ateşte pirinçler suyu çekinceye kadar pişmeye bırakın.Ateşten almadan önce baharatlarını ilave edip harmanlayın ve demlenmeye bırakın.

Şimdi tekrar midyelere geri dönüyoruz.Midyenin karnı dediğimiz  hafif  oval bölgesinden bıçak yardımı ile ikiye ayırmaya çalışın.Açtığınız  midyenin  etli kısmının üzerinde  küçük bir yosun göreceksiniz eliniz ile çektiğinizde kopacaktır.Bu şekilde bütün midyeleri  temizleyin.

Son aşama ise içini doldurmak.1tatlı  kaşığı  iç malzeme ile midyenin içini doldurup  tekrar kapatın
kapatma işleminde bir  tık  sesi ile kilitlendiğini anlayacaksınız.Başaramazsanız önemli değil
bir  ip ile  bir tur bağlasanız da olur.Büyükçe bir tencereye dizin doldurduğunuz tüm midyeleri üzerine kalan yarım kahve fincanı zeytinyağını dökün.İstenirse 1 çay kaşığı tuz   ilave edebilirsiniz.
Üzerine çıkacak kadar su ilave edin ve bir tabak kapatın  üzerine bir de ağırlık koyun(örneğin;küçük bir taş parçası )tencerenin kapağını kapatıp önce harlı ateşte  sonra kısık ateşte içindeki su azalıncaya kadar yaklaşık 40-50 dakika pişirin.Ateşten aldıktan sonra kapağını açmadan soğutun ve limon ile servis edin.
Afiyet Olsun...

10 Eylül 2012 Pazartesi

ŞEF MİKE İSABELLE

Herkese sevgiler selamlar değerli takipcilerim.Çok geç kaldım bu keyifli  söyleşiyi
yazmakta:)fakat medyada Mike İsabellenın röportajını  seyretme imkanı  bulduğunuzu
umarak ..6-9-2012 perşembe günü Eyüp Kemal Sevinç(EKS)mutfakta,ABD konsolosluğu
 ve EKS ile birlikte  özel bir gurme grubuna ,biz bloggerlere ve  EKS öğrencilerine;
Amerikalı ünlü şef  MİKA  İSABELLE Türk Mutfağı üzerine araştırmaları için EKS
mutfak akademisinde interaktif söyleşi yapıldı. 
Kendisini tanıtmakla söyleşiye başlayan şef  daha sonra  bizim sorularımızı  yanıtlamakla devam etti. 
Ünlü şef Mike İsabellenın  1.kitabı   eylül ayı sonunda Akdeniz esintileri ile  2. kitabı yolda 3. kitabı ise araştırmasını yapacağı ve lezzetlerini tadacağı türk mutfağı üzerine yapacağı tutkusu var.

 
 İtalyan asıllı Amerikalı ünlü şef küçük yaşlarda  başlamış yemek yapmaya ve bu tutkusunu geliştirmek için mutfak  okuluna  gitmiş  büyük şeflerden ders almış.Şeflerle yarışmaya girmiş
iki aşamalı yarışmada ikisini de kazanmış daha sonra  Amerikada italyan mutfağı restoranı açmış
Ayrıca 2. restoranı  ispanyol ağırlıklı meze restoranıymış.Amerikanın kültür elçisi olmuş.
Show tv.için EKS mutfakta italyan mağazin muhabirlerine röportaj veren Mike İsabelle
kendimi tanıtıyor olmaktan çok mutluyum ,Türk yemek ve sebzelerini Amerikada tanıtmak
istiyorum dedi.
Şimdilerde  yunan ve doğu Akdeniz ağırlıklı bir restoran açma hazırlığında.Ünlü şef , bildiklerimi anlatıyor ve bilmediklerimi  öğrenecek olmamdan mutluyum dedi.
Evde yemekleri, kendi kitabındaki tariflerini uygulayan eşi hazırlıyormuş:)eşinin yemeklerini çok beğendiğini beğenmeseydi  kendisinin hazırlayabileceğini söyledi:)
Mutfak okulu açmayı hayallerinin arasında olduğunu,derslerinin keyifli olacağını söyledi:))

Söyleşi arasında EKS mutfak akademisi şeflerinden Ayşegül  ve arkadaşlarının  hazırladığı lezzetleri  yedik:)benim için çok keyifli bir gün oldu.Bu fırsatı veren şef  Eyüp Sevinç ve EKS mutfak
satış ve pazarlama koordinatörü Riella Varon hanıma  çok teşekkür ederim...
 

8 Eylül 2012 Cumartesi

BUZLUKTA KÖZDE PATLICAN VE BİBER

 
Herkese  sağlıklı mutlu hafta sonları dilerim.Bir önceki yazımda kış hazırlıklarından bahsetmiştim.
Büyük bir kısmını annem ile yazın sıcak günlerinde  hazırladık.Patlıcan,biber kuruttuk kızılcık tarhanası hazırladık:)bu yıl bahcemizde aşırı sıcaklardan olsa gerek taze fasulye olmadı:)çok sevdiğimiz bu sebzeyi doyasıya yiyemedik:) tarhanayı  hazırlamaya bir iki güne başlayacağım
her zaman göz kararı hazırlardım bu defa ölçerek yazmaya çalışacağım zira sonbaharın en lezzetli sebzeleri tezgahlardayken  olabildiğince kışlık doğal  yiyecekler hazırlamak lazım değilmi:)

Bu bağlamda  bugünümü, buzluğa atılmak üzere kırmızı biber ve patlıcan közlemesi hazırladım.
Hazırlaması  kolay fakat zaman alıyor:)siz de benim gibi bir zaman ayarlayıp depolayacağınız kadar
patlıcan ve biberlerinizi ocakta veya közlematikte közledikten sonra  soğuk suyun içinde  patlıcanın kabuklarını, biberlerin kabuklarını ve çekirdeklerini temizledikten sonra süzgeçte süzülmeye bırakın.
Daha sonra  buzdolabı poşetine yiyeceğiniz kadar kısmını yerleştirin.Havasını alıp ağzını sıkıca bağladıktan sonra biraz soğuması için önce  buzdolabının alt kısmında bekletip doğru buzluga bırakın.Kışın  yenileceği zaman yine süzgeç üzerinde çözülmeye bırakın bu şekilde üzerinde barındırdığı su da süzülmüş olur.Sarımsaklı yoğurt veya sirke ,sarımsak ve zeytinyağ karışımı ile tatlandırarak tüketebilirsiniz.
Şimdiden hazırlayacak olanlara kolaylıklar dilerim...

5 Eylül 2012 Çarşamba

YENİ SEZONA MERHABA

 
Tüm misafirlerime ve blog arkadaşlarıma hasret dolu merhabalar efenim:)yeni sezona start  vermenin
zamanı geldi sanıyorum.Hepinizi,blogumu çok özlemişim arkadaşlar:)hiç bu kadar  uzak olmamıştım blogumdan.Geçen yıl ,bu zamanlar için zor olacak bir yıl bizi bekliyor demiştim.Takipcilerim bilirler
prenses üniversite sınavına hazırlanıyordu  çok şükür ki sonuç  tüm ailemiz için sevindirici oldu :)Bir filazofda bu vatana bizden geliyor inşallah:)Felsefe okuyacak prenses.Bu arada üniversiteye yerleşmiş tüm çocuklarımızı ve arkadaşlarımı tebrik ederim Allah zihin açıklığı versin.
 
En sevdiğim mevsim sonbahardır benim için:)ne yazın sıcağı nede ilk baharın sarhoşluğu vardır bu mevsim.Sebze ve meyvenin bereketli  mevsimidir ne kadar övgü yazsam az gelir.Dolu dolu yaşamak lazım, aynı zamanda sebze ve meyvelerin kışa depolanacak kısmını hazırlamak  yeni reçeteler vermek lazım:)az dahi olsa daha önce yayımladığım Kış hazırlıkları reçetelerime bakabilirsiniz.
Yeni  tariflerim ise en kısa sürede blog da olacaktır.
Şimdilik  hepinize sevgilerimi ve saygılarımı gönderiyorum.
Görüşmek üzere...