29 Mart 2012 Perşembe

KAOS ÖRÜMCEK AĞI



Fikrimühim dostlarımdan  30 MART da  sinemalarda gösterime girecek olan  KAOS ÖRÜMCEK AĞI  filminin galasına davet edildiğim zaman ne kadar çok sevindim anlatamam arkadaşlar:))
şimdiye kadar hiç film galasında bulunmamıştım.Prenses'e de sınav öncesi moral  oldu açıkcası:))
sabah erken saatte prenses ve kankası seda :))ile birlikte önce Etilerdeki  Hillside clup de kahvaltı
ardından Wings Cinecity sinema salonuna geçtik. Bugün  sinemalarda gösterime girecek olan Kaos Örümcek Ağı filminin  ilk gösterimini izledik.Gerçekten Türk sinemasının aksiyon filmlerindeki geldiği noktadan gurur duydum, hollywood filmlerini aratmayacak kadar başarılıydı benim gözümde.
Çiçeği burnunda başrol oyuncusu Gökhan Mumcu oyunculuğu ile göz doldurmuştu.Sohbetimiz
sırasında şunu öğrendim ki; filmin tamamına yakın yer alan tüm aksiyon ve kavga sahnelerinde
dublör kullanmamış.Baş rol oyuncularından Rojda Demirel ve Cemal Hünal'ın iyi oyunculuğu  da eklenince  iyi bir film olmuş.Aksiyon filmlerini seven  tüm gençlere tavsiye ederim :))
keyifle izleyeceğiniz bir film olacaktır.
Ayrıca  ev sahibesi Renan'cığımı uzun süre sonra  tekrar görmekten mutluluğum tarif edilemezdi:)
çok iyi ağırlandığımız keyifli bir gün oldu doğrusu.Fikrimühim'e her şey için tekrar çok teşekkür ederim.
Dönüş yolunda  güzel havayı da fırsat bilerek prenseslerle  Etilerden  Ortaköy'e yürüdük:))
yolun bu kadar uzun olacağını  bilemedik:)ortaköy de  yaşadıklarımı bir sonraki post da yazacağım )):
şimdilik sağlıklı ve mutlu kalın..
    

FİLMİN ÖZETİ ŞÖYLEYDİ;
Türkiye'yi hem yurt içi hem yurt dışından gelebilecek tehditlere karşı koruma amaçlı kurulan gizli bir yapı olan Ulusal Güvenlik Teşkilatı'nın (UGT) bu sefer ki görevi oldukça tehlikeli ve risklidir. Zira ülke ciddi bir tehditle karşı karşıyadır ve ekibin sadece 48 saati vardır. Mücadele ettikleri düşman ise oldukça güçlü ve teşkilatın adım attığı her yerde konuşlanmış durumdadır. Ülke güvenliği için UGT ajanları ile işbirliğinde olan SAT Komandosu Yzb. Mete Öztürk yaklaşan tehlikeyi engellemekle görevlidir. Senaryosu Tolga Küçük'e ait olan,yönetmen koltuğunda ise Cem Gül'ün oturduğu film sezonun bol aksiyon içeren yapımlarından biri. Başrollerini Gökhan Mumcu, Rojda Demirer ve Cemal Hünal'ın paylaştığı yapım özel efektleriyle de öne çıkıyor.



Filmin başrol oyuncusu Gökhan Mumcu ile fotoğraf çektirmeden olmazdı:)Gökhan bey  çok nazikti
ve mütevazı bir insandı,prensesleri kırmadı...

28 Mart 2012 Çarşamba

PRENSES USUL'Ü SOSYETE MANTISI


Herkese selamlar sevgiler. Ne zamandır sıkıntılı bir süreç yaşadığımdan bahsediyordum
takipcilerim biliyorlar ygs sınavına  son bir hafta kaldı arkadaşlar, hayırlısı ile  atlatacağız  inşallah.
Prenses aşırı heycanlı, biz büyükler  açıkcası çok sakiniz fakat prensesi sakileştirme sürecince
çok yoruluyorum arkadaşlar  neyse  ki sona gelindi:))daha önce oğlum da bu süreçlerden geçmişti
 yine ailece heycanlanmıştık ,tecrübeli büyükler olarak on yıl sonra tekrar aynı heycanı yaşamak  güzel bir duygu ama şimdiki zamanımız da  çok önemli hale gelen  büyük sınav sanıyorum çevrenin de etkisiyle çocukları baskılamakta işte bütün sorun burada.
Benim  şu sıralar tek görevim prenses değil elbette:)))şu sıralar  ergenlik çağını aşmış , gençlik çağına gelmiş hatta benim tabirimle  evlilik çağına gelmiş   oğlumla da yakından ilgilenmem gereken
konular var:)))neden  bütün yük senin üzerinde diyebilirsiniz ,çünki ben ev kadınıyım çalışmıyorum:)))işte böyle  arkadaşlar ev hanımı olmak zor zanaat:))
Dün Fikrimühim dostumun davetlisi olarak Kaos Örümcek Ağı galasındaydım ( bir sonra ki post da anlatacağım) benim için tüm sıkıntılardan uzak, bir gün bile olsa  keyifli oldu:)
Hazırladığım lezzete gelince efendim:)prenses Ebru ablasından öğrenmiş başı sıkıştıkça hazırlıyor hepiniz tarafından iyi bilinen sosyete mantısı fakat hazırlama aşaması gerçekten çok pratik
mutlaka sizinde görmenizi istedim ve yine fotoğrafları ile anlatmaya çalıştım.
Daha önce BURADAN lezzet olarak aynı fakat fırında pişirdiğim tarifime bakabilirsiniz .Bu defa yağda kızartıldı  hiççç endişelenmeyin kızartmanın ağırlığı  yok denilebilir :)sadece diyet mevsimi olan şu günlerde  bol yoğurt ile bir tane yemenizi  öneririm.
Görüşmek üzere sağlıklı ve sevgiyle kalın...

Malzemeler:

3 tane yufka
300 gr kıyma
1 orta boy kuru soğan
1/2 demet maydanoz
1/2 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı tuz
kızartmak için sıvı yağ
1 kase yoğurt
1-2 diş sarımsak(istenirse)
pulbiber,nane

 Hazırlanması:
Öncelikle iç malzemesini hazırlamalısınız.Soğanı rendenin iri gözü ile rendeleyin ve kıymanın içine ilave edin ayrıca diğer malzemeleri de karıştırıp yoğurun .
Bir yufkayı tam ortadan ikiye kesin.Yarım yufkanın oval kenar kısmı boyunca çok dolu olmadan kıymayı  döşeyin.Yine oval kısmından başlamak üzere rulo haline getirin.Sonra kendi etrafında dolayarak kocaman bir gül  böreği şeklini verin.Kenarlarından açılmaması için 1-2 kürdan   batırın.
Küçük bir tavaya büyükçe bir kahve fincanı yağ döküp hafif ısınmış yağa böreklerinizi bırakın.Orta ateşte  arkalı önlü kızartın.Kağıt havlu üzerinde fazla yağını aldıktan sonra bol yoğurt dökerek
servis edin.
Afiyet Olsun...




25 Mart 2012 Pazar

MİLFÖY BURGULARI


Tüm misafirlerime sıcacık pazar gününden selamlar sevgiler. Daha önce de yazmıştım, soğuk günlerden ertelenmiş işlerime tüm hızı ile devam etmekteyim, bu sebeple blogumu güncellemede
gecikmeler oluyor. :)) Yorucu günler içindeyim arkadaşlar, bu da geçecek elbette daha önceleri olduğu gibi. Tek üzüntüm; sizlerin ziyaretine gelemediğim için, çok üzgünüm. Biliyorum ki biz bloggerler birbirimizi çok iyi anlayabiliyoruz ve destekliyoruz. :) Bu anlamda daha önceki postlarıma yorum bırakan herkese çok teşekkür ederim.
Geçen gün telefonum çaldı, "ablacığım ben Şefika" diyor. :)) Öyle sevindim ki anlatamam. Telefonumu bulmuş sohbet ettik, yetmedi elbette. Dünya gözü ile görüşünce de kaldığımız yerden devam edeceğiz. :)) Blogger olmak böyle bir şey işte arkadaşlar, anlatılması güç fakat yaşanılması çok keyifli.
Bir kez daha anladım ki, biz büyük bir aileyiz gerçekten. :) Hele hele duygular ile akıllar örtüşüyorsa, tadından da yenmiyor cinsinden. :)) Uzun aralıklar olunca anlatacaklarımı daldan dala atlayarak yazmak istedim. :) Milföylü Burgu reçetesinden önce, satın alacağınız milföy hakkında birkaç not yazıp tarife geçmek isterim. Benim düştüğüm yanlışa düşmemek için, satın aldığınız milföyde içindekilere ve son kullanma tarihine mutlaka bakınız. Son kullanma tarihinin bitmesine hayli zaman olmasına rağmen depolamadan kaynaklı; önce çözülmüş daha sonra tekrar donmuş milföylerin birbirbirine yapışık olduğunu, çok taze milföyün ise paketin içinde tane tane ayrıldığını görürsünüz. Bu konuya dikkatinizi çekmek istedim. Çok önemli nokta ise; içindekiler kısmını çok dikkatle incelemenizdir. Çok güvendiğiniz bir firma bile olsa mutlaka firmanın öne çıkardığı malzemenin yüzde kaç oranında kullanıldığına bakmadan ürünü satın almayın. Yine çok pratik bir tarif, piknik günleri için  mükemmel bir atıştırmalık, tavsiye ederim.
Fotoğraflarla da anlatmaya çalışacağım. Şimdilik sevgi ile kalın görüşmek üzere...

Malzemeler:
1 paket milföy
250 gr beyaz peynir
7-8 dal maydonoz
1 yumurta sarısı

Hazırlanması:
Donmuş milföyleri çok çözdürmeden bir tanesinin üzerine peynir ve maydanoz karışımından her tarafına gelecek şekilde serin ve diğer milföyü üzerine kapatın. Eliniz ile bastırın ve parçalamadan uzatabileceğiniz kadar enine ve boyuna uzatın. Daha sonra 3'e veya 4'e çubuk şeklinde kesin. Her dilimi ters yöne çevirerek burgu oluşturun, fırın kağıdı serilmiş tepsiye aralıklı olarak dizin. Yumurta sarısını bir tatlı kaşığı sıvı yağ ile inceltip milföy çubuklarının üzerine sürün. Önceden ısıtılmış 190 derecedeki fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirin.
Afiyet Olsun...



19 Mart 2012 Pazartesi

NAR PELTELİ DAMLA SAKIZLI MUHALLEBİ


Herkese selamlar ve sevgiler  değerli izleyenlerim.Özlemle bekliyorduk  sıcak günleri geldi çattı işte:)fakat hanemizde tansiyon ve heycan dorukta malum prenses  büyük sınava girecek
son hazırlıklar hummalı bir şekilde tamamlanmaya çalışılıyor ,Allah sınava girecek herkese zihin açıklığı versin  arkadaşlar:) ben ise yine telaşlı, soğuk günlerde ertelenmiş tüm işlerimin peşindeyim
öyle yoruluyorum ki anlatamam. Bedenen yorgunluk dinlenince geçip gidiyor ama zihinsel yorgunluğuma şimdilik çare bulamadım:)ara ara buralardan kaçıp gitmeyi hayal etmiyor da değilim hani:)her zaman olduğu gibi her işin başı sağlık diye konuyu bitirsem güzel olacak:)
Tarifi vermekte geç kaldım mı bilmiyorum, halen  mutfağında  nar olanlar kesinlikle denemeliler bu tarifi,taze nar yoksa alternatif olarak hazır satılan nar suyu da kullanabilirsiniz aslında.
Aylin'im de yemiş çok beğenmiştim hemen hazırladım,  ancak yayımlamaya fırsat buldum:)
Biz ailece çok beğenerek yedik denenesi bir lezzet tavsiye ederim.
Şimdi nasıl hazırlamışım işte reçete;
Görüşmek üzere...
Malzemeler:

Muhallebisi İçin:
1 lt süt
2 yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı nişasta
3/4 su bardağı toz şeker
1 tatlı kaşığı dolusu sakız reçeli(2 diş damla sakızı da olabilir)
1 paket çiğ krema(200gr)

Nar Peltesi İçin:
2 su bardağı nar suyu
4 yemek kaşığı toz şeker
2 su bardağı su
5 yemek kaşığı nişasta

Hazırlanması:
Öncelikle muhallebi hazırlayacağız,bunun için un ve nişastayı bir tasa  alın, 1 su bardağı
süt ile homojen oluncaya kadar inceltelim.Sütün geri kalanını ve şekeri başka bir tencereye dökelim,
Şeker eriyinceye kadar karıştırıp, aynı zamanda  incelttiğimiz nişastalı karışımı tencerenin içine ip gibi akıtalım.Bir taraftan da karıştıralım ki topak olmasın.Muhallebi kıvamına gelince ocaktan alalım.
İlk sıcaklığı çıkınca çiğ kremayı ve damla sakızı reçelini muhallebiye ilave edin(Damla sakızı reçeliniz yoksa önemli değil,tane damla sakızı da olabilir)mikserle damla sakızı eriyinceye kadar 3-4 dakika çırpın ve kuplarınızın yarısından fazlasını doldurun.
Nar peltesi  hazırlamak için;
Nar suyu ve şekeri bir tencereye boşaltın ocak üstüne alıp ılnmaya bırakın diğer taraftan su ile nişastayı inceltin  ip gibi tencerenin içine akıtın bir taraftanda  sürekli karıştırarak pişirin.
Baloncuklar çıkmaya başlayınca bir iki taşım kaynatıp ocaktan alın.Beş dakika ılnması için
bekleyin  fakat  kaymak tutmaması için arada karıştırın ve muhallebinin üzerine paylaştırın.
NOT:
Pelte bu ölçüler ile fazla olabiliyor,sadece nar peltesi yemeği istediğim için bir kup nar peltesi
doldurdum.Yarı ölçü de hazırlayabilirsiniz yeterli olacaktır.


15 Mart 2012 Perşembe

KARNABAHAR OGRETEN


Mart kapıdan baktıracak kadar soğuk  istanbul'dan sıcacık sevgiler ve selamlar değerli izleyenlerim.Mart ayı dert ayı derlerdi büyüklerimiz:) hem soğuk ile mücadele edip hem de
vatandaşlık görevlerimizi yerine getiriyor olmamız yorucu olabiliyor:)evet vergi vermekten bahsediyorum  arkadaşlar ,yeni düzenlemelerle vergi dairelerinin sistemleri  son şeklini almış
fakat kendilerini maliye bakanı falan hisseden memurlarda bir gelişme yok onların haliyete ruhiyesi bıraktığım yerde aynen duruyor.Yine üst kademedeki müdürler olanca mütevazilikleri ile yardımcı olmaya çalışıyorlar:)) yeni düzenlemeye göre bazı vergi daireleri yeni sistemi uygulamaya başlamışlar,  beyanname kimin üzerine düzenlenmiş ise kimlik istiyorlar yani başkası adına gelir vergisi yatıracaksanız  beyanname kimin adına düzenlenmiş ise mutlaka o kişinin kimliğini  veya kimlik seri numarasını yanınıza alın.Aksi takdirde uzun sırayı bekleyip sıra size geldiğinde işleminiz yapılmaz efendim:))
Önemli bilgilendirmeyi verdikten sonra  bizim  hanenin son  karnıbahar yemeğinin reçetesine geçebilirim , bir daha karnıbahar almayı ve pişirmeyi düşünmüyorum:))sezonun son tarifi diyebilirim
bu yıl  çok istemediler nazlandılar karnıbahar tüketiminde:)hele karnıbahar oğretini  ev halkı hiç sevmiyor bu defa kendim için hazırladım doğrusu ben severek yiyorum :)sizlerede tavsiye ederim.
Şimdi nasıl hazırlamışım işte reçete;
Görüşmek üzere sevgiyle kalın...

Malzemeler:

600-800 gr karnabahar
1 orta boy havuç
1 yemek kaşığı dolusu tereyağ
1 yemek kaşığı un
1 su bardağı süt
1 tane yumurta
1/2 demet maydanoz
1 büyük çay bardağı kaşar peynir rendesi
1 çay kaşığı kırmızı biber

Hazırlanması:
Bol suda haşlanmış karnabaharları süzgeçte bırakın  suları iyice süzülsün sonra fırın kabına  düzgünce yerleştirin.Diğer tarafta  un ve yağı kısık ateşte  unun çiğ kokusu gidinceye kadar kavurun ve ateşten alın.Yumurta teli ile soğuk sütü azar azar ilave ederken bir taraftanda tel ile karıştırın topak olmaz bu şekilde.Homojen bir kıvamdaki  beşamel  sosunun içine bir tam yumurtayı kırın ve karıştırın.Havucu rendeleyin,maydanozu ince kıyın beşamel sosa ilave edin tuzunuda ayarlayıp
karnabaharların üzerine döşeyin.Rende kaşar peynirini de serpin en son pul biber ilave edip
180 derecedeki fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirin.Sıcak servis edin.
NOT:
Tekrar ısıtmanız gerekirse ,üzerine alüminyum folyo ile kapatıp 200 derecedeki fırında ısıtabilirsiniz tazeliğinden hiç bir şey kaybetmiyor..



13 Mart 2012 Salı

MİNİ KÖSTEBEK PASTA


Merhabalar  değerli izleyenlerim.Bloğumda  lezzetli ve  bir o kadar pratik tarifler paylaşmaya çalışıyorum,arada bir hazır yiyeceklere yöneliyoruz çok acil zamanlarda elbette:) mini köstebek pasta da böyle zamanın lezzetlerinden biri:)fakat bu pastanın evde hazırlanmış şeklini de yayımlayacağım
elbette,olur ya çok aceleniz var zamanınız kısıtlıysa buyrun enfes pastaya işte reçete.
Görüşmek üzere sevgiyle kalın...

Malzemeler:
1 paket pasta taban(iki katlı)
1 poşet pasta ara kreması(üzerindeki  tarif ile hazırladım)
1-2 tane muz
1 çay bardağı meyve suyu

Hazırlanması:
Hazır pasta tabanın iki parçasını ayırarak tezgahın üzerine açın.
Bir çay bardağının ağzı ile keserek şekillendirin.Ben evdeki şeftali suyu ile birer tatlı kaşık dökerek ıslattım meyve suyu da olabilir.Her yuvarlağın üzerini bir dilim muz  ve  pasta kreması ile doldurdum.Pasta tabanın artan kenarlarını rondodan çekip un haline getirdim .Kremalı  bir parçayı elime alıp  un haline gelmiş kek ile  şeklini bozmadan sıvadım.Biraz dinlendikten sonra servise hazırdır.Hazırlayacak olanlara şimdiden kolay gelsin...

10 Mart 2012 Cumartesi

KREMALI BROKOLİ ÇORBASI


Tüm misafirlerime  güzel bir cumartesi günü dilerim.Haftasonu tatillerinin en hareketli olanı benim için cumartesi günüdür:)bizim hanede böyle oluyor arkadaşlar.Gerçi bu yıl hane halkı çok aktif :)
prenses dershaneye koşturuyor,oğlan  dersen kendini futbol sahalarına atıyor:))hepimizin bir arada olduğu kahvaltı sofrası  çok nadir oldu fakat akşam yemeğinde genel olarak bir araya  gelebiliyoruz.
Bütün gün çarşı pazar dolaşıp eve gelince paketleri elimden atıp doğru mutfağa:))yok yok abartmıyorum paketleri atıyorum derken:)herkesin acelesi var,bu haksızlık aslında yıllardır bu konuya alışamadım gitti doğrusu.Hep beraber gezip yoruluyoruz ,herkes köşesine çekiliyor
evin annesi koştur koştur yemek hazırlıyor elimden tutanı yok:)feryatlar aynı bu şekilde yükseliyor evde ,en kısa sürede prenses düşüyor yanıma evin beyleri dinleniyor:))
Nerede kaldı kadın erkek eşitliği o zaman:)sadece yılda bir kez kadın hakları diye  kutlanmaktan öteye gidemedi , gidemezde.Çünki bu adamları biz kadınlar yetiştiriyoruz,erkek çocuk babayı kendine model alıyor.Kadın erkek eşitliğine kısmen taraf olsamda  böyle durumlarda adamlarında feryatları duymadan ,mutfakta ne yapılması gerekiyorsa yardımcı olmaları gerekiyor diye düşünüyorum:))
Bu kadar lafı  ileri ki günlerde  gelinim kulaklarımı çınlatmasın diye yazdım:))
Konuyu  toparlamam gerekirse , en kısa sürede hazırlayacağınız çok pratik ve lezzetli  bir çorba Brokoli çorbası tavsiye ederim efendim:)
sağlıklı mutlu tatiller hepinize..

Malzemeler:

300 gr brokoli
5 su bardağı su
200 gr çiğ krema

Hazırlanması:
Brokolileri yıkayıp  bir tencereye alın üzerine 5 su bardağı su ilavesi ile iyice yumşayıncaya kadar pişmeye bırakın.Daha sonra el blendr ile çırpın, kıvamını kendi damak zevkinize göre ayarlayın ,koyu olmuşsa biraz daha  sıcak su ilave edebilirsiniz.Çiğ kremayı çorbanın içine boşaltın bir taşım kaynadıktan sonra  tuzunu da ilave edin ve ateşten alabilirsiniz ...


9 Mart 2012 Cuma

LAHMACUN BÖREĞİ

 Tüm  değerli misafirlerime  sevgiler selamlar.Yine uzun zaman olmuş  blogumu güncelemeyeli zaman  su gibi akıp gidiyor , nerdeyse bu cümleyi her  tarifime  başlamadan önce yazar oldum:)
eskiden para değeriymiş şimdi ise zaman:)gerçekten  herkes için bu böyle oldu   değil mi arkadaşlar.
Hele evde çocuklar varsa  daha iyi anlıyorsunuzdur:)
Hafta sonu için harika ve bir o kadar da pratik bir börek tarifi vereceğim tavsiye ederim mutlaka denemelisiniz .Hepinize sağlıklı mutlu hafta sonları dilerim...

Malzemeler:

5 tane yufka
300 gr kıyma
1 büyük kuru soğan
1-2 domates
1/2 demet maydanoz
1/2 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı tuz
yeterince sıvıyağ
1 tane yumurta sarısı

Hazırlanması:
Öncelikle iç malzemesini hazırlamak ile başlayalım .Soğanı ve domatesi rendenin iri gözü ile rendeleyin(kış için hazırladığınız küp  domatesler varsa 3-4 kaşık ideal olur)maydanozu  doğrayın kıymayı baharatı ve tuzu ilave edin ve elinizle köfte  hazırlar gibi yoğurun.Kıvamı biraz yumuşak olmalı çok sulu olmasın,domatesin suyu yeterli gelmemiş hala katı ise biraz su ilavesi ile yumşatabilirsiniz.
Bir yufkayı tezgaha serin üzerine yumurta fırçası ile  ince bir tabaka sıvıyağ sürün ortadan ikiye katlayın .Sigara böreğinde kestiğimiz gibi 6 üçgen parça oluşturun.Geniş ucuna yeterince iç malzemeden ilave edip sigara böreği şeklinde sarın.Böreği tam ortasından bir miktar bıçağın ucu ile yarın ve üzerine sıvıyağ ile inceltilmiş yumurta sarısı sürün.
Önceden ısıtılmış 190 derecedeki fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirin.
Hazırlayacak Olanlara  Kolaylıklar Dilerim...

VALONİA VE EL YAPIMI ÇİKOLATA


Valonia , Beşiktaş çarşısının çok yakınında ıhlamurderesi caddesi üzerinde  çok şık bir
Chocolate&cafe ;.Binnur hanımın  el yapımı çikolata etkinliğine davet edinceye kadar
Valonia çikolata kafeden  açıkcası haberim yoktu:))nasıl olsun ki diye savunmaya geçmek istiyorum;

2009’da hizmete  girmiş ve Valonia Chocolate & Cafe’nin Türkiye’de eşi benzeri yok, çünkü tek şube. Giriş katında; ikramlık çikolatalardan, barlara, drajelere, kuvertür çikolatadan ganaja, bebek ve nişan-söz kutlamalarına uygun çikolatalara kadar  çeşit  çeşit ürün var.Hemen üst kattaki kafe ve teras bölümünde ise kahvaltılıklar,sıcak soğuk içecekler ,makarnalar,tavuk yemekleri ve salatalar ve tatlılar ile zengin bir mönü sunuluyor.

Aslında bir de şu var tabiii Valonia yıllardır tanıdığımız Pelit çikolata bünyesinde kurulmuş:))kaliteli çikolatanın adresi elbette.
Valonia Latince Pelit anlamına geliyor. Pelit ne anlama geliyor:) o da meşe palamudunun diğer adı.

Etkinliğe gelince,Valonia Chocolate & Cafe’nin hemen girişinde  bir yer ayrılmış içeride Çikolata Ustaları, günlük olarak, tamamen el yapımı özel çikolata seçenekleri hazırlıyor. kahve aromalı, krokanlı, ballı, vişneli, tahin-pekmezli  çok çeşitler hazırlanıyor.

Valonia Chocolate &cafe ’den isteyen paket çikolata alabilir, isteyen çikolata atölyesinde çikolata  ustasının hazırladığı el yapımı özel çikolatalardan alabilir veya  talep ettiğiniz takdirde el yapımı çikolata workshop’ına katılabilirsiniz.


Çikolata ustası Erdoğan inan  konusunda gerçekten çok başarılı bir usta  etkinlik süresince bize
kıymetli bilgiler öğretti  çok keyifli bir gün oldu.

Nazar boncuklu motifli çikolatayı hazırlamadan önce doğrusu nasıl hazırlanmış diye merak içindeydim:)biraz sabır isteyen bir çalışma oldu.Önce bitter çikolata ile bir damla  kalıplara sıkıldı donması için bekletildi.Daha sonra kakao yağı eitilerek çok az mavi gıda boyası karıştırıldı kıvam bulması için beyaz çikolata ilave edildi ve donmuş olan noktanın tam üzerine bu karışım sıkıldı donması için bekletildi.Son olarak beyaz çikolata ile donmuş temenın etrafından ince dairesel olarak geçildi nazar boncuklu tema böyle hazırlandı.
Dolgu maddesi türk kahveli ve çikolatalı idi  tek kelime ile enfestiler:)

İnanılmaz güzel bir gündü benim için :)Binnur hanım  ve Pelit finansörü Burak bey ile tanışmaktan
çok mutlu oldum mükemmel ağırladılar bizleri,çikolata ustası Erdoğan bey  öğrettiği tüm bilgileri geri istemesinde çok sabırlıydı:) hepsine buradan bir kez daha çok teşekkür ederim.
Ayrıca Canlarım Aylin,Zeynep ve Yasemin ile  ekip olarak çok keyifli bir etkinlik gerçekleştirdik.

5 Mart 2012 Pazartesi

AYSEL MALİKESİNDE BİR GÜN


Çok nadir de olsa hayatın içinde  böyle şeyler olabiliyormuş meğer,  en çok da eski film ve dizilerde görürsünüz kaybettiği eski dost, düşman ,arkadaşını yıllar sonra umulmadık bir yerde bulunmasından.  Bu sahnede saçmalamışlar işte dediğim çok olmuştur ,bunu anlayabilmek için illa insanın başına gelmesi gerekiyormuş  hani:)
Dolu dolu otuz yıl olmuştur arkadaşımı kaybedeli ,gerçi tanışmamız kaynaşmamız tam bir yıllık bir hikaye onlar yaşıt iki kız benden yaklaşık beş yaş küçükler, hani küçük kızların ablalarına olan özlemleri olur ya ,öyle sevmişler beni bende onları elbette.Ben nişanlıyım o zamanlar evlendim aynı semtte olduğumuz halde küçük arkadaşlarımla hiç bir yerde karşılaşmadık,kaybettim demek ne kadar doğru olur bilemedim şimdi hayatın akışı,zorlukları unutturdu o günlerde belli ki, zaman zaman elbette aklıma geliyorlar dı şimdi ne yaparlar ki belkide evlendiler çoluk çocukları vardır diye.Aklımda kalan bir anı oldular  diye düşünürken umulmadık hiç beklenmedik bir yerde karşılaşmak çok keyifli oldu benim için:)
Aylin'imin yeni hanesine hayırlı olsunlara giderken daha önce hiç yalnız gitmediğim bir semt biraz endişeli, heycanlı elimdeki adresle yol bulmaya çalışıp bir taraftanda telefon ile yönlendiren aylinim
derken bindiğim son otobüste kaptan ile yapılan yol güzergahı konuşmasını duyan küçük arkadaşım
beni daha görmeden ,
-ben bu sesi bir yerden tanıyorum diye antenleri bana yöneltmiş:)
ben ise ineceğim durağı kaçırmama telaşı içindeyken arkamdan adım ve soyadım ile seslenen bir hanım sesi ;
-inci siz misiniz ?bende blogcanlardan biri sandım:)evet sizin ....dedim:) hangi blogsunuz demeye getirdim.küçük arkadaş bog mulog bilmez:)) ben  saliha  şuradan deyince ,şaşkın ördek gibi ne yapacağımı şaşırdım ,sohbete dalsam yol kaçacak :))elimdeki adres yazılı bloknotu uzatıverdim şuraya telefonunu yaz seni arayacağım dedim ve otobüsten indim.
Ertesi gün telefonla aradım,arayacağından  hiç umudum yoktu dedi,seni  otobüste çok ilgili görmedim :) bakalım ne kadar samimi diye bir taraftanda bekliyordum telefonunu dedi:))uzun uzun eski günleri konuşup devirdik.Ne kadar değişik duygular içindeyim otuz yıl sonra  hiç bilmediğim bir semt de ,sadece ses tonu ,mucize gibi değil mi arkadaşlar.Bir daha asla öyle dizileri filmleri saçma sapan şeyler diye eleştirmeyeceğim, olur mu :)))oluyormuş :)))
 Nihayet Aylin'imim malikanesini buldum yaşasın:))canparelerim benden önce gelmiş,her zaman olduğu gibi heycanla  birazda mizah  katarak anlattım olanları:)sadede gelelim diyorsunuz duyuyorum:) enfes sofra hazır hemen oturduk,canparem muhteşem ev sahipliği ve lezzetleri ile ağırladı hepimizi.Kendimi çok özel hissettiğim bir gündü:)buradan tekrar  çok teşekkür ediyorum her şey için  Aylinim.
Sofradaki lezzetler için Aylini takip edin lütfen :))enfesdi her biri , kavrulmuş  havuç  yeni reçete ben de bekliyorum doğrusu:))
 Görüşmek üzere  sevgiyle  ve muhabbetle kalın...

4 Mart 2012 Pazar

BİBERLİ VE BROKOLİLİ YOĞURTLU SALATA

 
Sağlıklı mutlu pazarlar değerli misafirlerim.Uzun zamandır blogumu güncelleyemedim:)
Zeynebim de görüp denediğim  salata reçetesi ile ses vermek istedim .Şiddetle önereceğim
bir salata oldu  fakat orjinal tarife döndüğümde kaç tane malzemeyi kullanmadığımı gördüm:))dereotunu çocuklar, hardalı biz büyükler sevmiyoruz diye listeden çıkarıldı:)maydanoz ve mısır ilave edecektim aceleye gelip unutuldu:))elde kalan diğer malzemeler ile bile   muhteşem bir lezzet çıktı.Unutulan malzemelerin çok yakışacağından eminim:)) onları da dahil ederek şimdi nasıl hazırlamışım işte reçete..
Görüşmek üzere sevgi ile kalın...

Malzemeler:

300 gr brokoli
3-4 tane közlenmiş kırmızı biber
1 büyük çorba kasesi yoğurt
1-2 diş sarımsak
1-2 yemek kaşığı mayonez
1 çay bardağı mısır
5-6 dal maydanoz
yeterince tuz

Hazırlanması:
Brokolileri yıkadıktan sonra  3-4 dakika buharda haşlayalım ve  soğumaya bırakalım..
Diğer tarafta yoğurdun içine sarımsakları rendeleyip tuz ile tatlandıralım.
Ben hazır konserve közde biber kullandım ince şerit halinde doğrayalım.
Şimdi tüm malzemeyi büyükçe bir satata kasesine topluyoruz ;önce brokolileri boşaltıp
çatal ile hafif bastırıyoruz püre olmadan ardından doğradığımız közlenmiş biberleri, sarımsaklı yoğurdu,mayonezi, mısır ve ince doğradığımız maydanozu ilave edip karıştırıyoruz.
servis edeceğimiz  tabağa alıyoruz ...
NOT:
Salata malzemelerinin hazır aşamasını tamamlayıp  bir kenarda bekletin.Servis yapılacağı zaman
malzemeleri karıştırıp öyle servis tabağına almalısınız zira  fazla beklerse sulanıyor.