29 Mayıs 2012 Salı

KIYMALI TOP BÖREK


Herkese  sevgiler selamlar değerli misafirlerim blogcanlarım.Çok şükür bir ses verebildim:))
uzun aralar veriyorum derken bu defa gerçekten çok uzun ara olmuş.Aklım elbette hep sizlerde,blogumdaydı:)eminim hepiniz için de böyle olmuştur, okullar kapanmadan diye diye
ne kadar sosyal aktivite varsa mayıs ayına toplanmıştı bende hiç birini ihmal etmemek için koşturdum gerçekten:)Geçen hafta Zeynebimin Hoş Gelesin ARDA bebek partisindeydim,blogcanların hepsi tam takım oradaydık çok güzel bir gün oldu.
Anlatılacak çok şey var fakat  tarifimi anlatmak uzun olacak sizleri fazlada sıkmadan nasıl hazırlamışım  reçeteme geçmek isterim:)Bloglarda iki  farklı kişi de iki farklı tarifde görmüştüm pc.ye not aldım fakat şimdilik kimler olduğunu bulamıyorum bu sebeple link veremeyeceğim:)ileri ki günlerde bulunca mutlaka web .sitelerini sizlere tanıtacağım.Bu sebeple aynı böreğin iki versiyonunu
yazacağım.İnanın  yazmak hazırlamaktan daha fazla vaktimi alacak:)Tarifin uzun olduğuna sakın bakmayınız , anlaşılmayan bir şey olmasın diye  fotoğrafladım ve uzun uzun anlattım.Kalabalık misafirlerimize hazırladım herkes tarafından tam not aldı.Şiddetle  öneririm mutlaka denemelisiniz enfes bir börek oluyor.Bir gece önceden bekliyor olması ayrıca bir kolaylık.
En kısa sürede tekrar görüşmek üzere sağlıkla ve sevgiyle kalın...
 Malzemeler:

3 tane yufka
200gr çiğ krema(1 küçük kutu)

İçi İçin:
300 gr kıyma
1 tane büyük kuru soğan
2-3 yemek kaşığı sıvıyağ
1/2 çay kaşığı karabiber
2 çay kaşığı tuz

Üzeri İçin:
2 tane yumurta
1 çorba kasesi galeta unu

Hazırlanması:
Öncelikle iç malzemesini hazırlamalıyız ki ılınsın.Küp doğranmış soğanı sıvı yağında  ısı alıncaya kadar kavurun ve üzerine kıymayı ilave edin.kıyma suyunu salıp çekince ateşten alın.Tuz ve karabiber serpin karıştırıp  soğumaya bırakın.
Üç tane yufkayı üst üste serin.En üst yufkanın üzerine  kremayı dökün, yumurta fırçası ile yufkanın tüm yüzeyine yedirin.5-6 dakika bekleyin yufka kremayı çeksin.
Daha sonra yufkayı önce dörde sonra her parçayı beşe bölün.Yani 20 tane üçgen parça elde edeceksiniz.
Yufkaların geniş ucuna iç malzemeyi paylaştırın ve  muska böreği sarar gibi başlayın sonuna doğru iç malzemesi dışarıya taşmaması için  katlamaya devam edin.Sonra hamuru iki avucunuz içinde hafif hafif sıkarak top haline getirin.Sonra çırpılmış tam yumurtaya ardından galeta ununa bulayın.
Fırın kağıdı serilmiş tepsiye dizin.Önceden ısıtılmış 180 derecedeki fırında kızarıncaya kadar pişirin.


TOP BÖREK -2-
Teknik olarak aynı şekilde  hazırlıyoruz fakat bu defa her yufkanın üzerine yumurta fırçası ile az sıvıyağ sürüyoruz en üste yağ sürmeyin buraya ; 1 su bardağı yoğurdu ,1 su bardağı su  ile karıştırıp
yufkanın tüm yüzeyine sürüp  yine 5-6 dakika bekleyip önce dörde sonra her parçayı beş'e bölüyoruz diğer işlemler yukarıda anlattığım şekilde devam ediyor.
NOT:
Farklı malzeme kullanılmasına rağmen  lezzetinde bir farklılık hissetmedi misafirlerimiz.
Bana göre kremalı börekler neredeyse milföy lezzetinde oldular.
Her türlü iç malzemesi ile deneyebilirsiniz, benim önerim kıymalı olmasından yana.
yoğurtla hazırladıklarımın iç malzemesinin  peynirli olması tamamen tesadüfdü,bu şekilde enfes oldular.




Böreklerinizi sarıp çırpılmış yumurtaya daha sonra galeta ununa buladıktan sonra bu şekilde bir gece
buzdolabında bekletebilirsiniz.Ertesi günü hiç bir işlem yapmadan önceden  ısıtılmış fırında pişirebilirsiniz.
Galeta ununu sevmiyorsanız ,sadece yumurtaya buladıktan sonra  önceden ısıtılmış fırında pişirebilirsiniz bu şekilde de gayet güzel oluyor.

18 Mayıs 2012 Cuma

ISPANAKLI ÇILBIR


Herkese en özlem dolusundan sevgiler ve selamlar değerli takipçilerim ve blogcanlarım.Yine uzun aralar veriyorum farkındayım:)kış günlerinden ertelelenmiş buluşmalara  görüşmelere koşturuyorum  ayrıca  bu yıl yaz başına denk gelen ramazan sebebi ile  erkenden sünnetler,nişanlar düzenleyen dostların sosyal ortamları bazen de  blogumu güncelemek istemeşim:) geçici  bir durum elbette şu sıralar biraz fazlaca yorulduğum için böyle düşünüyorumdur:))blogum benim ikinci dünyam bunu herkes bilir :))
Yeni mahsül ıspanaklar pazar  tezgahlarını süslemeye devam ederken  faydalı sebzeyi bu günlerde tüketmeye devam edin derim.Hem diyet proğramınıza uygun hemde  hafta sonu sofralarınıza özel
aynı zamanda salata olma özellikli bu tarifimi mutlaka denemelisiniz.
Özellikle çılbır hazırlamayı bilmeyenler için ayrıntılı anlatmaya çalıştım. Reçetemi vermeden önce sağlıklı ,huzurlu hafta sonları dilerim.Sevgi ile kalın...

Malzemeler:

1 demet ıspanak
1 orta boy kuru soğan
2-3 yemek kaşığı zeytinyağ
tuz,karabiber

Çılbır İçin:
2 tane yumurta
4 su bardağı su
3 yemek kaşığı sirke
1 tatlı kaşığı tuz
1 çorba kasesi sarımsaklı yoğurt
pul biber

Hazırlanması:
Ispanakları yıkayıp süzülmeye bırakın.Soğanı küp küp doğrayın ve zeytinyağında kavrulmaya bırakın.Sonra ıspanakları ilave edin ve soğanlar pişinceye kadar arada bir karıştırarak pişirin. Ateşten  alın servis tabağına yerleştirin.

Bir tencereye  suyu,sirkeyi kaynamaya bırakın.Su  kaynayınca tuzunu ilave edin.Tenceredeki suyun
yoğun kaynama noktalarını  tesbit edin,tam  bu noktaya yumurtayı kırın  yumurtanın istediğiniz şekilde pişmesine kadar bekleyin.Daha sonra kevgirle  kıvamında pişmiş olan yumurtaları çıkarıp
servis tabağında bekleyen ıspanakların üzerine yerleştirin.Yumurtaların üzerine sarımsaklı yoğurt
dökün ve pul biber serpin.Ilındığı zaman servis edin.
Hazırlayacak Olanlara Kolay Gelsin...

17 Mayıs 2012 Perşembe

EAT.DRİNK.SHOOT STUDİO İNCİ ÖZGÖZ VE HOTPOİNT


Geçen hafta   adaşım İnci Özgöz hanım'ın daveti ile  eat.drink.shoot  yemek stüdyosuna davetliydim.
Yemek stilisti İnci Özgöz  yemek  stüdyosunu Hotpoint Luca ankastre serisi ürünlerle yenilemiş.  Luce fırın ve ocaklarda pişirdiği birbirinden lezzetli yemeklerin sunulduğu  bir öğle yemeğinde biz bloggerlerin ve Hotpoint yetkililerinde  bulunduğu  davette duyurdu.
İnci Özgöz hanım Hotpoint Luce serisi fırın ve ocaklarıngelişmiş teknılojik fonksiyonel özelliklerine
yemek konusundaki hünerlerini de birleştirince sunumu ve  lezzeti ile on farklı yemekleri bizlere sundu.
İnci Özgöz bizlere ;Luce ankastre serisi fırında pişirilmiş Kaymaklı  büzme börek,peynirli ve pastırmalı hurma,zeytinli mini ekmekler,fırında mantar,limonlu tavuk ızgara,tane hardallı patates salatası,maş salatası,yeşil soslu göbek salatası,tabule,damla sakızlı mercimek  çorbası ,vişneli ve kayısılı  pelte  sundu.
Yemek ve fotoğraf üzerine keyifli sohbetlerin yapıldığı muhteşem sofrada İndesit company  ankastre pazarlama müdürü Gülizar hanım,Hotpoint Luce ankastere serisinin Avrupa'nın  en düşük enerji tüketen fırını olduğunu ve tek tuşla  otomatik yemek proğramı yaptığını anlattı.

Bu keyifli gün için başta İnci Özgöz olmak üzere Hotpoint ve MRP Halkla ilişkiler'e çok teşekkür ederim...









11 Mayıs 2012 Cuma

ISPANAKLI PASTA


 Merhabalar dünyanın en güzel anneleri ve anne adayları ,değerli takipçilerim ,blog arkadaşlarım.
Anneler gününüzü kutlar ,evlatlarınız ile sağlıkla nice yıllar beraber olmanızı dilerim...
Sevgilerimi selamlarımı gönderiyorum,görüşmek üzere...



9 Mayıs 2012 Çarşamba

TUZLU FASULYE


Herkese selamlar sevgiler.Bu  tarifimi sanıyorum ki bir çoğunuzun ilk defa gördüm, yeni duydum
çok enteresan diye yorum bırakacaksınız hissiyatı içinde yazıyorum:)))
İlginç olan nedir?hepinizin  bildiği salamura fasulyenin sulu bir fasulye yemeği olması üstelik
pirinçli.Yöresel yemeğimizden, benim çok sevdiğim bir lezzet:))özellikle bu aylarda  yemeğe doyamadığım bir yemek .Elinde salamura fasulyesi olanlar için şiddetle tavsiye ederim.Olmayanlar :))biraz bekleyecekler,yaz aylarında öncelikle birlikte salamura fasulye  hazırlayacağız,sonra bu tarifi uygulayacaklar.Yok ben o kadar bekleyemem diyenler konu komşu araştırsın bakalım derim:))Ama!!! bu yemekteki salamura fasulye, turşu şeklinde hazırlanmış  olmaması gerekiyor (yani sarımsak veya başka sebzeler ile birlikte salamura edilmemiş) sadece fasulye iri tuz ile hazırlanmış olmalı.
Şimdi  bu yemek nasıl hazırlanmış işte reçete...

Malzemeler:

2 büyük çorba kasesi dolusu fasulye turşusu
1 büyük kuru soğan
1 kahve fincanı zeytinyağ
1 tatlı kaşığı domates salçası
1 tatlı kaşığı biber salçası
4 yemek kaşığı pirinç
3 su bardağı su

Hazırlanması:
Öncelikle fasulyenin tuzunun  tamamen çıkması gerekir.Bunun için salamuradan çıkardığınız fasulyeleri doğruca tencereye alın, üzerine çıkacak kadar soğuk su ilave edin ve bir taşım kaynatın.Bekletmeden  süzün ve soğuk suyun içine atın.Bir kaç defa suyunu değiştirin.Bir gün önce bu işlemi yapın ki  fasulyeler tuzdan iyice arınsın.
Soğanları küp küp doğrayıp zeytinyağında kavurun.Salçalarını ilave edip suyunu verin kaynamaya bırakın.Kısık ateşte 5-10 dakika soğanların yarı pişmesini sağlayın. (zira fasulyeler  daha önce işlemden geçtikleri için ezilip  suya karışmasınlar)
 Sonra fasulyeleri ilave edin ve üzerine yıkadığınız pirinçleri serpin.Pirinçler uzayınca ateşten alın.
Soğuk servis edin...
Not:
Yemeğin suyu az ise çay bardağı ile azar azar sıcak su ilave edebilirsiniz.

8 Mayıs 2012 Salı

ZEYTİNYAĞLI TAZE BAKLA -2-

Aslında Baklayı pişirme şeklim tamamen annemden öğrendiğim şekildedir yani yöresel:))
Hemşerilerimle yemek konusunda sohbetlerimizde  onlarında özellikle baklayı  
 eski usul yani annelerinden öğrendikleri şeklinde hazırladıklarını öğrendim.
Eski usul bakla pişirme diyorum daha önce Burada  yayımlamıştım fakat  blogumu ilk açtığım
ve fotoğrafların kötü olduğu dönemlerden:))fotoğrafı saymazsak ,reçete çok sağlıklı:))bu şekilde hazırlamanızı  şiddetle tavsiye ederim.
Arada bir değişik  şekilde hazırlamayı denemekte fayda var elbette.Bu defa kavurarak hazırladım
farklı bir lezzet oldu.Bakla mevsiminde bol bol tüketmenizi öneririm hazırlanması tamamen arzunuza kalmış.Görüşmek üzere sevgiyle kalın...

Malzemeler:

1 kg bakla
2 orta boy kuru soğan
1 kahve fincanı zeytinyağ
2 tane kesme şeker
1 tatlı kaşığı tuz
2-3 su bardağı su
10-12 dal dereotu

Hazırlanması:
Öncelikle büyükçe bir tasın içine bol su doldurun ve içine 1 yemek kaşığı un atıp karıştırın.Kılçıklarından ayıkladığımız baklalar  biz diğer işlemleri yapıncaya kadar burada  karamadan beklesinler.
Bir tencereye küp doğranmış soğanları zeytinyağında kavurun.Sonra tuz ve şekerini ilave edin .
Daha sonra  sularını süzdüğümüz baklaları ilave edin tencerenin kapağını kapatın orta ateşte baklalar pörsüyünceye kadar kavurun.
Sonra üzerine sıcak suyunu ilave edin.Su oranı tamamen sizin arzunuza kalmış yemeğin sulu olmasını isterseniz verdiğim ölçüden biraz daha fazla ilave edebilirsiniz.
Soğanlar ve baklalar yumşayıncaya kadar pişirin.Ateşten almadan önce ince doğradığınız dereotunu
baklaların üzerine serin.Tamamen soğuyuncaya kadar tencerenin kapağını açmayın.
Tercihan  soğuk servis edin.
Afiyet Olsun...

SANPELLEGRİNO CAFE SOCİETY FOTOĞRAF YARIŞMASI


Sanpellegrino Meyveli İçecekler, Cafe Society Fotoğraf Yarışması ile tüm fotoğraf severlerin yaratıcılık ve yeteneğini destekliyor. Başkanlığını Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğraf Bölüm Başkanı Prof. Murat Şen’in yaptığı yarışma jürisinde; Time Out Dergisi Yazı İşleri Müdürü Elif Eren Altınarık,  ünlü Fotoğraf Sanatçısı Mehmet Turgut, ünlü Moda Tasarımcısı Özgür Masur, çektiği fotoğraf kareleriyle ünlü Hürriyet Gazetesi Fotoğraf Editörü Sebati Karakurt, ünlü Moda Fotoğraf Sanatçısı Tamer Yılmaz ve S. Pellegrino Avrupa ve Güney Amerika İş Geliştirme Sorumlusu Filippo Mazzaia bulunuyor.
Dünyada hızla büyüyen fotoğrafçılığa olan ilgiyi Türkiye’de de artırmayı amaçlayan Sanpellegrino Cafe Society Fotoğraf Yarışması, 1 Nisan-1 Haziran 2012 tarihleri arasında tüm fotoğraf severlere açık olacak. Yarışmanın konusunu; kafe veya restoranlarda Sanpellegrino ürünlerinden bir veya birkaçının da bulunduğu bir kompozisyon yaratılarak fotoğrafının çekilmesi oluşturuyor.  
Fotoğraf severler, çektikleri fotoğrafları https://www.facebook.com/cafesocietyturkey adresine yükleyerek yarışmaya katılabilecek. Yarışma sonucunda; birinci ALMA School’da yeme-içme workshop’una katılımı da kapsayan 2 kişilik VIP İtalya seyahati, ikinci Iphone 4, üçüncü Ipad 2 kazanacak. Ayrıca, Facebook üzerinden tıklanarak belirlenecek birinciye ve jüri özel ödülü alacak kişiye de sürpriz hediyeler verilecek.
Sanpellegrino Meyveli İçeceklerin düzenlediği Cafe Society Fotoğraf Yarışması ile ilgili detaylı bilgi www.cafesocietyturkey.com web sitesinden edinilebilecek.

Cafe Society Hakkında                                                                                              
İtalyan yemek sanatının en önemli temsilcilerinden Sanpellegrino’nun 11 senedir Avusturalya’da düzenlediği, bir gelenek haline gelen Sanpellegrino Café Society Fotoğraf Yarışması ikinci kez Türkiye’de gerçekleştiriliyor. Tüm fotoğraf severlere açık olan yarışma, dünyada olduğu gibi Tükiye’de de fotoğrafçılığa artan ilgili geliştirmeyi amaçlıyor.

Sanpellegrino Meyveli İçecekler Hakkında
1932 yılında Aranciata’ nın (Portakalın) piyasaya sunumu ile ilk olarak marka ortaya çıkmıştır. İçeriği %12 ile %18 arasında değişen meyvenin kendi özü/parçacıkları, çok az doğal şeker ve S.Pellegrino’dan oluşmaktadır. Sadece Sicilya’da yetişen narenciyenler kullanılır. Portakal kabuğu dış yüzeyi şeklindeki şişeler görüntüsü açısından ilham vericidir.
Türkiye’de 4 çeşit 200 ml cam şişede satışa sunulmaktadır. Bunlar Aranciata Rossa (Kan Portakalı), Aranciata (Portakal), Pompelmo (Greyfurt), Limonata (Limon)’dır.
S.Pellegrino Hakkında
“Hangi dili konuşuyor olursanız olun, İtalyanca yaşayın”
1250 yılında kurulan ve adını Aziz Pelegrino’dan alan İtalyan Kenti San Pellegrino’da yüzyıllar boyunca yerel işletmecilerin elinde bulunan ve 1998’de Nestle tarafından satın alınan S.Pellegrino, dünyanın en iyi şefleri ve somelyelerinin yanı sıra en seçkin restoran, otel ve cafe işletmeleri tarafından tercih ediliyor.
İtalya’nın gelişmiş yemek kültürünü ve stilini yansıtan S.Pellegrino’nun iddiası bir trend olarak değil, “stil” göstergesi olarak; eski değil, “klasik” bir marka olarak; sıradan değil, “ulaşılabilir lüks” olarak tanınmak.
S.Pellegrino, bugün dünyada 120 ülkede 900 milyon şişe’den fazla satılıyor. Dünyanın en ünlü ‘Fine Dining Waters’ı (İyi Sofra Suyu) olarak bilinen S.Pellegrino, Dünya Somelyeler Birliği tarafından gastronomi ve şarap kültürü ile bağdaşan tek su olarak kabul ediliyor.

ÇOK YÖNLÜ BLOGGER ÖDÜLÜM


Tarif Diyarı  Blogun sahibi Derya'cığım,  bana ödül göndermiş,çok mutlu oldum ve onurlandım. Kendisine çok teşekkür ederim:))
Bende bu ödülü,,  sayfamı izlemeye almış üye arkadaşlarıma  ve  tüm ziyaretçilerime gönderiyorum lütfen kabul edin...
Derya'cığım başta olmak üzere hepinize kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum...

2 Mayıs 2012 Çarşamba

TAZE İÇ BAKLA İLE FAVA


Herkese  sevgiler selamlar.  Bahar mevsimini iyiden iyiye hissetmeye başladık semt pazarlarına gidince insan çok daha iyi  anlıyor:))tablo gibi gerçekten tüm tezgahlar .Pazara gitmeyi  dolaşmayı çok seviyorum fakat  paket taşıyamama gibi bir sıkıntım var:))) eee...durum böyle olunca hiç bir şey almayacağım sadece dolaşacağım diye girdiğim pazardan  transa geçmiş bir şekilde neler neler almıyorum ki.Pazardan çıkıp paketlerle başbaşa kalınca ayılıyorum:))ben bunları eve nasıl getireceğim diye..En son gittiğim iki pazar  alışveriş gününde; bir haftasında kıbrıs enginarları boy gösterdi ki biz severek yiyoruz en azından kılçıklı olma ihtimali hiç yok:)ikinci haftasında ise taze iç baklaları gördüm.Şimdi vereceğim  tarifteki bakları yine annemin üretiminden dondurduğum baklalardan hazırladım:)
Buzluktan çıkarıp doğru tencereye bıraktım içine su falan eklemeden.Harlı ateşte  karıştırarak ısı almasını sağladım ve ateşten aldım.Tencerenin kapağını kapatıp 3-5 dakika bekledim ve kabuklarını
neredeyse kendi kendine bıraktı.
Harika bir lezzet , kuru bakla ile aynı teknikde hazırlanıyor sadece kuru iç baklada, bakliyatlarda olduğu gibi akşamdan ıslatıyorsunuz tek farkı budur. Taze iç bakla ile şimdiye kadar  Fava hazırlamamışsanız şiddetle tavsiye ederim..Özellikle balık sofrasına çok uygun.. Favanın yanısıra
şunlarada bakabilirsiniz...

Taneli mercimek çorbası
Dil balığı kızartması
Karides güveç
Pırasa salatası
Közlenmiş patlıcan salatası
Mısır ekmeği
Cevizli un helvası

Malzemeler:

1 kg taze iç bakla
1 çay bardağı zeytinyağ(ajda  çay bardağı)
1 tane büyük kuru soğan
1/2 limon suyu
3 tatlı kaşığı toz şeker
1/2 demet dereotu,tuz
2-3 su bardağı su(kontrollü eklenecek)

Hazırlanması:
Taze iç baklaların kabuklarını çıkarın ve büyükçe bir tencereye aktarın.Üzerine soğanı küçük küçük
doğrayın yağını ve 1 su bardağı suyu ilave ederek önce  kaynama noktasına kadar harlı ateşte sonra orta ateşte pişmeye bırakın.
Tencerenin başından ayrılmayın arada bir karıştırın,soğanlar ezilmeye başlayınca limon suyu,şeker ve yeterince tuz ilave edin bu arada suyunu çekmişse sıcak suyu azar azar ilave edin.

Sonradan ekleyeceğiniz su ilavesinden endişelenmeyin ,pişmekte olan iç baklanın kıvamı koyu muhallebi gibi olmalı ,yanlışlıkla fazla su katılmışsa ocağın ateşini yükseltin.

Baklanın içindeki soğanlar pişinceye kadar  su ilave işlemi yapacaksınız .Soğanlar  yumşayınca kıyılmış dereotunu ilave edin son kez tuz ve şeker kontrolü yapıpı ateşten alın.El blendre den geçirip
istediğiniz şekilde veya kalıba bastırın.1-2 saat dinlendirdikten sonra servis edebilirsiniz.
Vaktiniz varsa benim önerim bir gece önceden hazırlanmasıdır...
NOT:
Ben  toplamda 1,5 su bardağı su kullandım favayı hazırlarken.