25 Kasım 2010 Perşembe

HAMSİ KOKOREÇ





Hayırlı bereketli cumalar, blogcanlarım ve izleyenlerim.Dün telefonuma gelen kargonuz var mail ile şaşırdım ,kargo beklemiyordum zira gerekli yere telefonla ulaşıp nereden geldiğini sordum Turkuaz grup denilince hemen anladım http://www.sofra.com.tr/ geldiğini :))o kadar çok sevindim ki anlatamam.Her zaman yazarım blog dünyasına girdiğimden beri yemek kitapları ile bağımı kopartmış olduğumdanmıdır,küçük şeylerle mutlu olma durumumdanmıdır bilinmez:)
Ayrıca bu kitap için küçük şeyler diyemem elbette,neredeyse şimdiye kadar sofra dergisinde yayınlanan tarifleri içeriyor.Artık bu tarifleri bol bol hazırlayıp sizlerle paylaşırım:))
Bu hediye için ESRA DÜZDAĞ'a ve sevgili ZEYNEP'e çok teşekkür ederim.

Bugün ki tarifimi Tijenciğimin balık kokoreç tarifinden yola çıkarak hazırladım.Balıkda değişiklik yaptım hamsi oldu malzemem:)çok da güzel oldu biz beğendik denemenizi kesinlikle tavsiye ederim.Hamsinin ağır kokusunu sevmeyen ve diet yapanlar için gerçekten çok uygun.Orjinal tarif BURADA .
Hepinize sağlıklı mutlu hafta sonları dilerim...


Malzemeler:
1 kğ hamsi
2 orta boy soğan
2 tane sivri biber
3-4 diş sarımsak
2-3 orta boy domates
1/kahve fincanı riviera zeytinyağ
tuz,pul biber,karabiber.

Hazırlanması:
Öncelikle balıkları ayıklayıp kılçıklarınıda aldıkdan sonra yıkayıp süzülmeye bırakın.
Bir tencerede zeytinyağını biraz ısıtıp üzerine doğranmış sarımsakları ilave edin, kokusu çıkmaya başlayınca küp doğranmış soğanları ilave edin biraz sararınca biberleri ilave edin kısık ateşte bırakın.
Diğer tarafda bir tavaya bir kaşık yağı iyice kızdırdıktan sonra süzülmüş balıkları ilave ederek kavurun.Üzerine soğanlı harcı ilave ederek karıştırın .Baharat ve tuz ile tatlandırdıkdan sonra küp doğranmış domatesleri ilave edin.suyunu çekince ateşten alın.
hazırlayacak olanlara şimdiden kolay gelsin..


NOT:
Ben balıkları temizleyip kılçıklarını ayıkladıkdan sonra ortadan ikiye keseserek hazırladım hiç gerek yokmuş aslında:)







24 Kasım 2010 Çarşamba

MONGELE (Kocayemiş)


Tekrar selamlar arkadaşlar.Marmara bölgesinde kocayemiş adı ile tanıdığımız bu doğal meyve yöremizde mongele adı ile biliniyor...

Bayramın ikinci günü deniz seviyesindeki sis ve duman dağlara çıktığımızda yoktu.Güneşli bir hava hakimdi,mongele toplamak ve yürüyüş yapmak için çok uygundu.
Mongele (kocayemiş)meyvesi hakkında yaptığım araştırma yazısını sizlerlede paylaşmak isterim;

Koca Yemiş ağacının meyvesi çileğe benzer. Başta limon sarısı renktedir ve tamamen olgunlaştıktan sonra kırmızı renge dönüşür. Meyve uzun zaman sapında durabilmekte ve mayhoş bir tadı vardır.Zirai ilaç veya hormon bulunmadığı için organik yiyecek sınıfına dahil edilebilir.Tadı leziz ötesidir.Karadeniz gezisinden getirip sabahları bir iki tane yediğiniz zaman
muhteşem hissedersiniz kendinizi:))
fakat çeperleri çok hassas olduğu için bu meyvenin naylon torbalarda taşınma olasılı çok vahim sonuçlanabilir:)çocukluğumda kağıt külahlarda satılıyordu.

Faydaları:
idrar söktürücüdür, iltihap giderici etkisi vardır. Böbrek sancılarını azaltır azaltır. Kum dökmeye yardımcıdır.
Kocayemiş C vitamini ve tanen içermektedir. Tanen, kabız yapıcı, mikrop öldürücü özelliğe sahiptir. İdrar yolu iltihaplanmalarına karşı faydalıdır. Kurutulmuş yaprakları kaynatılarak içilmektedir.
Not:
Unutmadan belirtelim, kocayemiş fazla yenildiğinde sarhoş eder. Alkol etkisi yapar. Ormanda sarhoş olmuş bir ayı gördüğünüzde şaşırmayın:)) bu nedenden dolayıdır...





22 Kasım 2010 Pazartesi

YENİDEN MERHABA


Herkesin tekrar geçmiş bayramını kutlarım blogcanlarım izleyenlerim.Ayrıca bugün öğretmenler günü olması sebebi ile bütün emektar öğretmenlerimizin günü kutlu olsun..

Bayram sonrası bloguma dönünceye kadar haftanın ortasını bulduk bile arkadaşlarım:)güzel bir bayram tatili sonrasında dönüş yolunda aldığımız çok genç vefat haberi ile çok üzüldük ancak bugün biraz toparlandım.Allah sıralı ölümler nasib etsin inşallah herkese evlat acısını yaşatmasın inşallah.

Bayramda sevilim ve denizle buluşmayı planlayarak çıkmıştım yola:)Hepimiz kastamonunun bir ucuymuşuz meğer:)olmadı bir defa ki tatile inşallah.Memleketimin her yöresi ayrı bir güzel sevil
bir kısmını fotoğraflamış denizde yayımlamıştı bir kaç karede benden olsun istedim:)
Aynı il içinde bu kadar farklı adetler ,yöresel kıyafetler ve lezzetler :)çok enteresan değil mi?
Bizim yörede yöresel kıyafetleri terk ediş benim çocukluğuma dayanıyor nerdedeyse,bence kalmalıydı özel günlerde olsun yeni nesil bilmeliydi örf ve adetlerimizi.
Neyse ki bayramdaki adetlerimiz devam etmekte.Eskiden her evin hazırladığı bakraçlarla bayram yerine getirilen pilavlar, şimdilerde derneklerin ele alması ile her haneden para toplanarak bayram yerinde etli pilav hazırlanması.

Bütün köy orada, çevre ilçelerden gelen misafirlerle tam bir bayram yeri:)muhteşem güzel ve keyifli ,sabah saat on buçukta kimi kahvaltı bile yapmadan etli pilav yenmekte:))
Her köyün ve ilçenin bayramlaşma günü farklıydı aslında,daha sonra neredeyse bu etkinliğe katılan köy sayısı arttıkça seçim yapmak zorunda kalıyor insan:)
işte böyleydi bayramda köyüm blogcanlarım,kasım ayında bir başka güzelmiş abana :)güzel güneşli bir günün hemen ortasında bastıran sis ile karadeniz yine yaptı yapacağını:)
Hepinize sevgilerim ve selamlarımla..
















11 Kasım 2010 Perşembe

SALÇALI ANTRİKOT


Herkese sevgilerimi ,selamlarımı gönderiyorum sayfamı ziyaret eden misafirlerime.
Bayram günü geldi çattı arkadaşlar:)kısmetse yarın sabah yola çıkıyoruz.Tatil için seyahat edeceklere kazasız belasız sağlıklı yolculuklar dilerim.
Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum , sağlıkla ailenizle nice nice bayramlar dilerim
herkese.
Hac vazifesini yapmakta olan kardeşlerim de şimdiden hacılıkları mübarek olsun.
Sevgiyle ,sağlıkla kalın...

Salçalı antrikot tarifimi kurban bayramına uygun olduğu için yayımlıyorum:)biftek veya buttan da yapılabilir.ölçü vermeyeceğim bir kaç püf noktası ile kesinlikle hiç bilmeyen bile çok güzel hazırlayabilecektir.
Tavanın içine 2-3 kaşık zeytinyağ dökün,( zeytinyağ ile etin çok nefis bir lezzeti oluyor)
biraz kızdırın yağı,kızgın yağda etleri arkalı önlü çevirin,(çevirme esnasında kesinlikle çatal kullanmayın ,kızartma maşası kullanın)etler mühürlensin,etlerin içindeki
suyunu, lezzetini hapsetmiş oluyoruz böyle yapmakla.
Başka bir tavaya iki kaşık kadar sıvı yağ ve bir tatlı kaşığı un koyup biraz kavurun 2-3 dakika kadar ve 1 yemek kaşığı dolusu domates salçası ilave edip karıştırmaya devam edin.
Tavayı ateşten alıp içine 1 su bardağı soğuk suyu azar azar:(1 su bardağı suyu 8-10 defa da azar azar bir taraftan karıştırarak yedirin salçalı karışıma.Eğer ki sıcak veya karnar su ile açmaya çalışırsanız salçalı bulamaçınız topak topak olur .Soğuk su ile bunu önlersiniz,başemal sos hazırladığınızda da bu geçerlidir)
Yaklaşık 2 su bardağı su yeterli olacaktır.Siz daha sulu olsun isterseniz daha çok ilave edilebilir elbette.
Salçalı suya etleri tek tek dizip,ağır ateşte etler yumşayıncaya kadar pişirin.Ateşten almadan önce tuzunu istediğiniz baharatını ekleyip ateşten alın.Hazırlayacak olanlara kolaylıklar dilerim...

7 Kasım 2010 Pazar

Dostlarla Buluşma




Yakaörenli(ilişi) olup istanbul'un neresinde yaşarşa yaşasın ,köyümüz halkını bir araya getirmek üzere derneğimizin gençlik kolu bir buluşma düzenledi,buluşma adresimiz şehri istanbul kafede
dostlarla kahvaltı.
Amacımız hem sosyal bütünleşmeye katkı sağlamak , dostlarla özlem gidermek anılarla keyifli
saatler geçirmek hemde birlikte dayanışma yoluyla yapılabilecek işleri sonuçlandırmaktı.

Orada köyümüz adına çok da üzüldüğümüz haberi aldık):konu şuydu;
Yaz başında karayollarının sahil yolu projesi hayata geçmeye başlamıştı.Yol yapım neredeyse bitmiş aynı zamanda köyümüzün , gece toplandığımız bir taraftan gökteki ay'ın güzelliğine mest olurken bir taraftan iyot kokusunu soluduğumuz deniz ile aramıza ikibucuk metre duvar örüldüğünü duyduk.
Bu yolun çok da faydalı olacağı inancında hiç birimiz değiliz.
Cennet ülkemizde bir tek karadeniz bozulmamış bakir kalmıştı burayıda katletmişler,çok üzgünüz,inşallah ilgililer uyarılarak yanlıştan ne kadar dönülebilirse düzeltilir.
Bu kader olmamalı...






4 Kasım 2010 Perşembe

PIRASA DİBLESİ




Hayırlı cumalar blogcanlarım izleyenlerim.Bu haftanında sonuna geldik arkadaşlar :))kurban bayramının ayak sesleri yavaş yavaş duyulmaya başladı,gelecek hafta allahın izni ile çok telaşlı geçecek öyle gözüküyor bayramda memleketime gideceğim anneciğimin kollarına:)
iyi ki mübarek bayramlarımız var hasret gidermek için bir fırsat aslında..
Bogcanlarımın hepsi çok özeldir benim gözümde ,bugün size iki şeker gurur duyulası blogcandan bahsetmek istiyorum.sevil ve meltem.
Sevilim kasım ayı tuz biber dergisinde tariflerini yazdı ,okumadan geçmeyin derim :)
tebrik ediyorum arkadaşımı.
Diğeri meltemim, Sevilim çok güzel bir isim bulmuş meltemim'e pastacıların prensesi demiş.Gerçekten çok doğru bir yakıştırma , pastacıların prensesi:)canımın içi seri üretime geçti bunu buradan ben müjdeliyorum:))özel günlerinizin pastasını sipariş vermek için 0505 479 11 41 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz meltemimde nefis pastalarını , sipariş edilen adrese kadar teslim eder ,böyle çalışkandır benim arkadaşım:)
Pırasa dilesini meltemin TARİFİ ile hazırladım, hepimiz çok beğendik :)bence ikindi kahvaltısı için çok ideal bir lezzet ,mutlaka denemelisiniz tavsiye ederim.Tarifi meltemin anlatımı ile
aktarıyorum..

Hepinize sağlıklı ve mutlu hafta sonları diliyorum..


Malzemeler:

1kg.Pırasa
1 su bardağı pirinç
1 tatlı kaşığı biber salçası
½ çay bardağı sıvıyağ
Yeterince tuz
Üzeri için:Pul biber
Hazırlanması:
Pirinci üzerini iki parmak geçecek sıcak su ve bir tatlı kaşığı tuz ile 20dk.dinlenmeye bırakın.Pirinçleri nişastası akana kadar yıkayın ve süzgeçte süzülmeye bırakın.Pırasaların dış kabuklarını alın,yıkayın incecik doğrayın.Doğradığınız pırasaları tencereye alın,tencerenin kapağını kapatın.Pırasalar suyunu bırakınca tel süzgece alın ve süzülmeye bırakın.Pişirme tenceresine sıvıyağ ve salçayı alın üzerine iyice süzülen pırasaları ekleyin ve ara sıra karıştırarak yumuşayıncaya kadar kavurun.Kavrulan pırasayı tencerenin kenarlarına alın,tam ortası havuz gibi boş kalacak.Boş kalan kısma yıkadığınız pirinçler ve ½ su bardağı kaynar su ilave edin tencerenin kapağını kapatın ve kısık ateşte pişirin.Tencere ve kapak arasına 3 kat kağıt havlu serin ve demlenmeye bırakın.Demlenen pilavı karıştırın ve üzerine pulbiber serpiştirin sıcak servis yapın.Ben soğuk yemektende son derece keyif alıyorum.Tavsiye ederim.




3 Kasım 2010 Çarşamba

PROFETEROL VE ÖDÜLÜM



Son pastırma sıcaklarını yaşayan istanbuldan sevgi ve selamlarımı gönderiyorum blogcanlarım ve izleyenlerim.

Şuale hamuru ile ilk tanışmam orta okul yıllarıma dayanır,ev idaresi yemek dersinde mutfak atölyesine inip heycan içinde hazırladığımız tariflerden di:)fakat bu lezzeti evde hazırlayabilmem çok zordu elbette o yıllarda,leman çıdamlının kitabına bakarak malzemeleri gramlarla ölçmek ,mutfağı adeta laboratuar gibi kullanıyor olmak,fırınlar dersen önce alttan ısıtılacak on dakika sonra üstten ısıtılacak ve hamur fırına sürülecek:)arada bir kontrol edilecek gibi gibi.. profiterol ile aram bozulmuştu:)ta ki yine yıllar önce(blogumun adı da zaten dünden bügüne uygun olsun diye yazıyorum:)))emel başdoğanın TV.deki programında bardak ölçüsü tarifini buluncaya kadar.
Fakat pişirme heycanı içime çok işlemiş anlaşılan ya kabarmazsa endişeleri ve el yordamı ile
sıkça hazırladım profiterolü:)sayfamda nasıl anlatacaktım :))ta ki sevgili mügenin videosunu görünceye kadar:)mügeciğim çok emek vermiş muhteşem bir video olmuş tebrik ederim kendisini mutlaka bu videoyu seyredin ve endişelenecek hiç bir şey yok bu tatlı için.
Bütün kuralları yaparsanız mükemmel bir profiterolünüz oluyor.Kolay gelsin:)

Hamur İçin Malzemeler:

1 su bardağı su
50 gr tereyağ
1 su bardağı un
3 tane yumurta(küçükse 4 yumurta)
1/2 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı toz şeker

Hazırlanması:

Bir tencereye su ,şeker, tuz ve tereyağ alınır kaynatılır.1su bardağı un boşaltılıp hızlıca karıştırarak bulamaç haline getirilir hamur çiğ un kokusu gidene kadar pişirilir.
Ateşten alınır ara sıra karıştırarak kaymak tutması önlenir .
iyice soğuduğu zaman yumurtalar teker teker kırılır ve mikserle çırpılarak yedirilir.
Kıvamı bulununca yarım saat buzdolabında dinlenmeye bırakılır.
Dilenmiş hamur katı yağ ile yağlanmış veya pişirme kağıdı serilmiş bir tepsiye çay kaşık ile bire ölçü dökülür.(çay kaşık ölçüsünü az bulmayınız kesinlikle normal ölçü oluyor)
Önceden ısıtılmış 200 derecedeki fırının üçüncü rafına yerleştirin.
200 derecede 20 dakika daha sonra
160 derecede 20 dakika ve süre sonunda fırını kapatıyorsunuz.
20 dakika fırında bekletip çıkarıyorsunuz.
İşte bu kurallara uyarsanız tenis topları gibi şuale hamurlarınız oluyor:)
Bundan sonraki işlemler çok daha kolay hamurları nazikçe bir bıçak yardımı ile kesip yine arasına çay kaşığı ile muhallebi doldurup servis tabağına dizip üzerine hazır çikolata sos dökülür.

Kreması İçin Malzemeler:

2,5 su bardağı süt
2 çay bardağı toz şeker
1 çay bardağı un
2 tatlı kaşığı nişasta
2 yumurta sarısı
1 paket vanilya
Hazırlanması:
Vanilya hariç bütün malzemelerle karıştırarak muhallebi hazırlayın.Ateşten alınca vanilya ilave edin,ben ayrıca 1 çay kaşığı besel de ilave ettim.
Üzeri İçin:
1 paket çikolata sos(paketin üzerinde yazdığı gibi hazırladım)






Benim yeni sayılabilecek değerli arkadaşım Anneanneninemekleri kendisi kadar değerli bu ödülü layık görmüş.Hatırlanmış olmak çok güzel ve özel duygu tarif edilemez :)kendisine çok teşekkür ederim, ödülünü benimle paylaştığı için.Bende sayfamı ziyaret eden bütün blogcanlarıma ve hatta izleyicilerime gönderiyorum..



 

2 Kasım 2010 Salı

Entel Böreği





Selamlar sevgiler blogcanlarım izleyenlerim.Bugün hastalık kontrol altında çok şükür:)bu kadar çabuk toparlanacağını tahmin etmeyip ,bu haftaki bütün aktiviteleri erteledim hafta sonuna bakalım hangisine yetişebileceğim:))

Entel böreğinin ilginç ismini nasıl aldı hiç araştırmadım fakat çabuk hazırlanır olması ve lezzetini tarif edemem :)acil gelen misafirlerinize veya aileniz için doyurucu bir o kadar hazırlanması kolay bir tarif.Tarifi daha kolay anlaşılması için fotoğraflara bakabilirsiniz.

İstediğiniz iç malzemesini kullanabilirsiniz.Benim hazırladığım iç malzemesi daha önce hazırladıklarımla aynıdır.Tarifi şöyledir.

Malzemeler:

3 tane yufka

1 kase sıvıyağ

İçi İçin:

1 kase kıyma

1 orta boy kuru soğan

1/2 demet maydanoz

1-2 domates rendesi

1 çay kaşığı karabiber

tuz

Hazırlanması:

Öncelikle iç malzemesini hazırlamakla başlayın.Soğanı rendeleyin sırası ile diğer malzemeleri ilave edin ve karıştırın.Buradaki iç malzemesi çok sulu olmamalı çok katı da değil ,eğer ki domatesin suyu yeterli gelmezse dışarıdan çok az su ile yumşatabilirsiniz .

Çok sulu olursa yufkanız ıslanır toparlamanız güçleşebilir.







Böreğimizin içini hazırladıktan sonra yarım yufkayı seriyoruz üzerini fırça yardımı ile çok az sıvı yağ ile yağlıyoruz.Dğer işlemler fotoğrafladığım gibi.Yağsız tavada üzerine fırça ile sıvıyağ sürerek önlü arkalı kızartıyoruz.Sıvıyağını kesinlikle fazla sürmeyiniz böreğiniz yağlı olabilir.Hazırlayacak olanlara şimdiden kolay gelsin.


























1 Kasım 2010 Pazartesi

Fırın Poşetinde Sosis


Herkese selamlar sevgiler arkadaşlarım izleyenlerim.Ertelenmiş işlerlerle meşgulüm bu aralar:)
Malum okulların açılması ile birlikte yeni sezondur benim için önce yeni sezona hazırlık temizlikler yapıldı ,dış işlerdeki tedaviler alışverişler bitirildi, ertelenmiş davetlerde dostlarla buluşuldu her şey tamam derken prenses yatak döşek yatmakta:)))
Bu vesile ile de aile hekimimizle tanışmaya gittik:))Dr.iyi fakat ASM çok uzak oldu biraz karmaşa var,şöyle bilgi edindim üç ay sonra dilekçe ile başka bir ASM'ne geçilebiliyormuş bilginize..
Dünya işlerinde bitirilmiş iş yok ,bütün teleşım blogumla istediğim ölçüde ilgilenememiş olmam
arada derede elbette şöyle bakınmalarım oluyor, Blogcanlarım neler neler yapmışlar ,onlarla gurur duyuyorum.
Bengümden rica ettim sayfama header hazırladı en kısa sürede sayfama yerleştireceğim:)çok teşekkür ediyorum ellerine emeklerine sağlık bengümün..
Narincem tuz biber dergisinde bundan sonra hep yazacak canım arkadaşımı çok çok tebrik ediyorum.
Hilalim leziz kasım ayı dergisinde beş tarifle katılmış hilali tebrik ediyorum.
Adlarını sırası geldikçe yazacağım diğer blogcanlarım dergilerde yazıyorlar,onlarla gurur duyuyorum elbette.
Darısı diğer blogcanlarımın başına :)
Fırın poşetinde sosis şiddetle tavsiye edeceğim hazırlanması çok kolay bir lezzet mutlaka denemelisiniz.Benim şarküteri ürünleri ile aram yok :)fakat çocuklar çok sevdiler.Siz çayı demleyinceye kadar hazırlanıveriyor:)işte tarifi..
Malzemeler:
1 paket kokteyl sosis
1/2 kutu mısır
2 orta boy patates
2 çorba kaşığı ketçap
1 çorba kaşığı zeytinyağ
1 çorba kaşığı su
1 tatlı kaşığı hardal
5 dal maydanoz
2 dal taze biberiye
1 fırın poşeti
Hazırlanması:
Sosisleri yıkadıktan sonra uçlarından yarınız,patatesleri küp küp doğrayın daha sonra bu malzemeleri karıştırıp fırın poşetine doldurun ve sırası ile diğer malzemeleri poşetin içine ilave edin.Önceden ısıtılmış 200 derecedeki fırında 15-20 dakikada hazırdır.
NOT:
Ben maydanoz hardal ve biberiye kullanmadım ,siz dilediğiniz baharatları ilave edebilirsiniz.
Fırın poşetine malzemeleri doldurup ağzını sıkıca bağladıktan sonra kürdanla bir defa delmeniz yeterlidir.