28 Mart 2011 Pazartesi

ARAP DOLMASI

Sevgiler selamlar blogcanlarım ve misafirlerim.Blog güncellemek artık lüks oldu:))çok zaman harcamam gerekiyor pc. başında bir ara denk gelirse açılıyor nasıl da alışmışım bloguma inanın boşlukta hissediyorum kendimi :))lafı çok uzatmadan tarif yazsam çok iyi olacak aslında blog kapanmadan:)) Arap dolmasını yıllar önce arap komşularımızla özellikle kış günlerinde toplanıp hep beraber sarardık ,koca tencere dolmayı:)) ateşe koyduğumuzda ilk kaynamasından itibaren mis gibi kokardı ev :)sabırsızlığımızı doyumsuz sohbetle geçirirdik :)çok çabuk pişen bir yemek ,pişince büyük bir tepsiye aktarırdık tencereyi,sonra self servis:)) Komşularımı özledim şimdilik kaybettik birbirimizi fakat belli olmaz günün birinde beni burada bulurlar :))kimbilir selam olsun hepsine... Arap dolması ,çok lezzetli bir dolma, ekşili lezzetler sevenlere şiddetle öneririm :)mutlaka denemelisiniz. Lahana'nın nasıl haşlandığını daha önce BURADA anlatmıştım. Malzemeler: Haşlanmış beyaz lahana yaprakları salamura asma yaprağı 200 gr kıyma 2 su bardağı pirinç 2 tane büyük boy kuru soğan 4 tane çarliston biber 4-5 tane orta boy domates 1 tatlı kaşığı dolusu domates salçası 1 tatlı kaşığı dolusu biber salçası 1 tatlı kaşığı acı biber salçası 1/2 demet maydanoz 1 çay kaşığı karabiber 1 çay kaşığı dolusu pul biber 1/2 kahve fincanı zeytinyağı 4-5 diş limon tuzu 1 tatlı kaşığı tuz Hazırlanması: Dolmanın içini hazırlayacağınız büyükçe tasın içine ,küp küp doğranmış kuru soğan,biber domates alınır.Üzerine kıyma, yıkanmış pirinçler,salçalar, baharatı tuz ilave edilir. Köfte hazırlar gibi yoğrulur ve çok az su ilave edilir biraz yumşak olması için(yarım çay bardağı biraz fazlası olabilir) Hazırlanmış iç harç ile bir sıra lahana yaprakları ile dolma sarılır, bir sıra asma yaprağı ile sarılır. Tüm iç bitinceye kadar sarılan dolmaya limon tuzları, zeytinyağı ve üzerine çıkıncaya kadar su ilave edilir.Üzerine ağırlık olacak bir tabak kapatıldıktan sonra kaynama noktasına kadar harlı ateşte daha sonra kısık ateşte pirinçler uzayıncaya kadar pişirilir. sıcak sıcak servis edilir. Hazırlayacak olanlara şimdiden kolay gelsin...

25 Mart 2011 Cuma

KAHVE DÜNYASI VE KAHVELİ DRAJELER

Kahve Dünyası bizi sevindirmeye devam ediyor arkadaşlar ve izleyenlerim.
Kahve severlere müjdeler olsun:)

Çok Kavrulmuş Türk kahvesine eşlik edecek hafif tatlı Çikolatalı Kahveli Drajelerini şiddetle öneririm .
Ayrıca kahve Dünyası artık metro istasyonlarında, muhteşem lezzetdeki kahve ve çikolata çeşitleri ile ve çok da ekonomik fiatları ile yolculuk yapabileceksiniz.

Teşekkürler KAHVE DÜNYASI üzerimizde kırk yıl hatır bırakıyorsunuz...

24 Mart 2011 Perşembe

SİNANGİL TAHILLI EKMEĞİ VE EKMEK HİKAYESİ


Köy ekmeğini her gördüğümde veya adının geçtiği yerde benim için ,anılarımın içinde farklı bir yerde durur ve hiç unutmadığım veya bana unutturulmayan şu anım gelir hatırıma;








Her yıl okullar kapanınca dedem ve babannem üç kuzenim ile birlikte deniz kıyısındaki şirin köyümüze getirirlerdi bizi.




En küçükleri bendim kuzenlerimin arasında dokuz on yaşlarındayım o zamanlar organik gıda temiz hava muhteşem doğanın farkında değildik elbette belkide dünya bu kadar kirlenmemişti




tek derdimiz varsa yoksa denize gidebilmek akşam saatine kadar orada yüzmek haytalık yapmak.




Her gün güneş doğar doğmaz kalkar alelacele kahvaltı yapıp doğru denize taki onyedi otuzda ki




fırıncıların tabiri ile son sürüm çıkan ekmeği almak için koştur koştur denizden çıkmak.












Akşam ekmeğimizi dedem ayırtırdı fırıncıya üç kocaman somun ekmeğini biz dönüş yolunda alırdık




deniz kıyısı ile fırın arası yaklaşık beşyüz metre bir o kadar mesafe de köy evimiz.




Yolun ilk yarısı çok önemli elbette bizim için fırından çıkmış sıcacık köy ekmeği almak için.




sıcak ekmek ellerimizi yakardı elden ele geçirir bir taraftanda alarm veren açlığımızı yatıştırmak için ucundan başladık yemeye , yolda sohbet güzel ağır aksak hem yürür bir taraftan da biraz biraz koparıp yediğimiz ekmeğin farkında olmadan eve geldiğimizde bir çeyrek bazı zamanlarda bir somun kalmış olurdu








çok olgun insanlarmış dedemle babannem nur içinde yatsınlar hiç kızmazlardı böyle yapmakla belkide farkındalık yaratıyorlardı bize ekmekle karnımızı doyurmanın huzuru var fakat kalan ekmeğin yetmeyeceğini düşünmüyor da değiliz hani akşam yemeği sofrasında hem yemek yiyecek halde olmadığımız gibi ekmeği daha az yiyorduk yemeğin devamında.




Rutin deniz dönüşü bir gün yine ekmek torbası elimizde yine sallana sallana bir taraftan ekmeklerimizi yiyip eve dönerken yolun dönemeç kısmında bizim henüz görmediğimiz fakat




pat pat ayak sesinden dört nala koşan köpekten ürkmüştük




hepimiz aynı şeyi düşündük birbirimize bakarken zira bizim oralarda her evden köpeklerin ekmek ile beslendiğini.



Var gücümüzle gerisin geriye koşuyorduk bir taraftan ben korku ile



elimdeki ekmeği gördü..



elimdeki ekmeği gördü ...diye bağırıyordum ve ekmek torbasını elimden bırakıverdim kuzenim biraz geri döndü benim bıraktığım torbayı aldı koşuyorduk.



Artık takatimiz kalmadı köpekle aramızdaki mesafe daralmıştı ne olursa olsun dercesine



toprak yolun iyice kenarına topluca çekildik.






Ne mi oldu köpek bizi görmeden aynı hızla yoluna devam etti.



köpek korkum hala devam etmekte fakat sıcak köy ekmeği burnumda tüter ve büyük kuzen ona can borcum olduğunu unutturmuyor bana , çocuklarıma bu anıyı anlatır durur.



Ve bizim oranın köpekleri hala fırının önünde beklemeye devam ediyorlar.




Sinangil tahıllı ekmeğini kutunun arka yüzündeki tarif ile hazırladım lezzeti anılarda gizli tadı damaklarda.
Teşekkürler SİNANGİL UNLARI...










21 Mart 2011 Pazartesi

KARTOPU

Herkese sağlıklı mutlu bir hafta dilerim arkadaşlar ve sayfama gelen misafirlerim.

Daha öncede yazmış sizleri bilgilendirmiştim; bir kaç densizin yüzünden kapanan blogumuza

uygulanan yasak kaldırıldı fakat arkadaşlarımın bir kısmına hala ulaşamıyorum,bir kısmı yeni adreslerine taşınma telaşında:))arkadaşlarımı ve blogumu özledim inanın:)inşallah eskisi gibi oluruz.

Bu durum da bütün keyfim kaçmış hiç tarif yazmak içimden gelmiyor fakat beklemek de çözüm değilmiş:)şimdilik adres değiştirmek gibi bir niyetim yok ulaşabildiğim blogcanlarım ile iletime geçip ,yazmaya devam edeceğim.

Arşivde bekleyen aperatif tatlı ev ahalisi ve misafirlerimden yıldızlı not aldı:)kesinlikle hazırlamalısınız portakal ağacı sevgili haticenin tarifi .Hindistan cevizini kontrollü ben yaklaşık 3 su bardağı kadar kullandım.Gerekirse malzemedeki kadar kullanırsınız.

Malzemeler:

3-4 su bardağı hindistan cevizi
1 su bardağı süt tozu
3/4 subardağı toz şeker
1 küçük kutu krema
Hazırlanması:

Bütün malzemeyi karıştırma kabına alıyorsunuz güzelce yoğurup biraz donması için 20ü25 dakika kadar buzdolabının alt gözünde dinlenmeye bırakıyorsunuz.
Dolaptan çıkarıp cevizden biraz küçük veya sizin istediğiniz büyüklükte parçalar koparıp yuvarlıyorsunuz hindistan cevizine bulayıp servis edeceğiniz kaba diziyorsunuz .Bu kadar pratik
ve lezzetli bir tarif.
Hazırlayacak olanlara şimdiden kolay gelsin...

6 Mart 2011 Pazar

HAYAT SU İLE HER GÜN YENİ BİR HAYAT

Selamlar sevgiler arkadaşlar...Blogcanlarla birlikte olmak hayatın anlamı:)su içmek ise HAYAT'tır.

2 Mart çarşama günü Feriye lokantasında Her gün yeni bir hayat kampanyasına Türkiyenin ambalajlı su pazarının köklü ve öncü su markası HAYAT su Arzum Onan'ın rol aldığı

reklam filminin tanıtımı ile start verdi.



Gün içinde su tüketiminin önemini herkes gibi ben de çok iyi biliyorum,yok ben öyle sanıyormuşum:))konuşmacıları dinledikten sonra bunun böyle olmadığını dehşetle anladım.

Beni bilenler ve izleyenler şunu iyi bilirler;kendim ve ailem için iyi olan herşeyi ve bilgileri sizlere de aynen yansıtıyor olmamı.


Bu bağlamda Hayat su'nun İPSOS Türkiye ile birlikte yürüttüğü Türkiye ne kadar su içiyor

araştırmasına göre yetişkin erkekler günlük ortalama 1 litre kadınlar ise 1,07 litre su içiyor.

Oysa ki sağlık otoriteleri kadınların günlük ortalama 2 litre erkeklerin ise 2,5 litre su içmesini öneriyor.



Araştırmaya göre haftalık toplam tükettiğimiz sıvı dağılımımıza baktığımızda; % 46 su, % 17 çay, % 12 ayran, % 11 soda ve alkolsüz gazlı içecekler, % 5 meyve suyu, % 4 süt, % 2 kahve içiyoruz.





Görünen o ki ben de dahil Türkiye yeterince su içmiyor:)))yeterli su içmeyince ne mi oluyor?

böbrek rahatsızlığı veya yakalanma riskini artırdığı, zaten türkiye'deki kadınların 1/5 inin böbrek hastası olduğu araştırmalarla sabitmiş.



Sonuç olarak su olarak ne içtiğimizi de bilmek biz kadınların görevi doğrusu:))bunun bilincinde hareket eden Hayat su kadınları merkeze alarak Arzum Onan'ı da reklam elçisi yaparak bu misyonu yüklendi.Bu kampanya ile Trafik,hava kirliliği,dengesiz beslenme,stres gibi etkenlerin insanları toksinlere maruz bırakıyor,pozitif bir yaşam için toksinlerden arınmanın,arınma içinde

bol su tüketmenin önemini daha yeni anladım:)))
HAYAT SU sitesinde günde Ne kadar su içmeli?testini herkes uygulayıp kendi değerlerini görmeli,çok da eğlenceli:))

Hayat su ,su pazarında dünya ikincisi ve 5 doğal su kaynağı ile 5 fabrikada üretim yapıyor .

Yolun açık olsun HAYAT SU...

Bu muhteşem günde bulunmama vesile olan sevgili Aylin'ime
ayrıca çok teşekkür ederim.

Sevgiyle kalın...








Moderatörlüğünü Savaş Karakaş’ın üstlendiği toplantıya; Danone Hayat Genel Müdürü Yeşim Güra, Hayat Su Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Billur Kaymak, IPSOS KGM Genel Müdürü Kıvanç Bilgeman ve Hayat elçisi Arzum Onan katıldı.

2 Mart 2011 Çarşamba

BLOGUMA DOKUNMA !!


Bildiri...
Bir ülkenin internet deneyimi ve tarihinin sansürlerle anılması çok trajikomik bir durumdur. İnternetin özü olan birey haklarının ve bireysel özgürlüklerin kısıtlanması, sosyal medya dünyasının özüne tamamen aykırıdır.


Bizler; Türkiye’nin dört bir yanından profesyonel veya amatör olarak blog tutanlar, internette günlük yaşantılarını ve birikimlerini ve deneyimlerini diğer insanlarla paylaşma hevesiyle tutuşan herkes, gelişmeleri endişe içinde izlemekteyiz.


5846’nci no’lu kanunun esnekliğinden mütevellit, 1 Mart 2011 günü, Google’a ait olan ücretsiz blog servisi Blogspot, Digiturk grubunun açmış olduğu dava sebebiyle erişime kapatılmıştır. Süper Toto Süper Lig’in yayın haklarının sahibi olan Digiturk bu davada, korsan olarak LigTV yayını yapan kişilere karşı kendi haklarını savunmak amacıyla hukuki süreç başlatmıştır. Ancak ilgili kanun gereği yasaklamaların, sitelerin adresleri ve alt-domainleri üzerinden değil; IP adresleri üzerinden yapılması sebebiyle Blogspot’a ait birçok ilişkili IP aralığı erişime kapatılmıştır. Böylelikle de binlerce blogger’ın kişisel sitesi sansür kurbanı olmuştur. Bazı bloglara bazı anlarda girilmesinin sebebi ise aynı IP üzerinde birçok blogun yer alması ve aslında her IP’nin yasaklanmamış olmasıdır.


İlgili kanunun esnekliğini ve nelere yol açtığını geçmişte birçok kez görmüşken, devlet sansüründen dolayı binlerce site yasaklanıyorken, Digiturk ve Google’dan daha duyarlı davranmalarını beklemek tüm blogger’ların hakkıdır. YouTube’daki korsan maç yayınlarını kaldırmak için yapılan özel yetki anlaşmasının bir benzerinin de Blogspot için yapılması ihtimal dışı değildir. Bugüne dek Digiturk ve Google bu konuda masaya niçin oturmamışlardır? Google kendi kullanıcılarının hakkını neden savunmamaktadır? Digiturk böyle bir topyekün sansürün yaşanacağını bile bile neden hâlâ, tek amaçları düşüncelerini diğer insanlarla paylaşmak olan bloggerları mağdur etmektedir? Öte yandan, Türkiye Cumhuriyeti’nin yasa koyucuları, vatandaşlarının ifade özgürlüğü hakkının gasp edilmesine neden hâlâ göz yummaktadır?
Kaldı ki bu korsan yayınları yapan kişiler, teknik bilgileri yüksek olduğundan bu yasaktan etkilenmemektedir. Tam tersine bu sansür, tek amacı blog tutmak olan internet kullanıcılarını etkilemektedir.


Digiturk, Google ve Türkiye Cumhuriyeti devletini artık bu sansür ayıbına karşı duyarlı olmaya, tüm sansür karşıtı internet kullanıcılarını bu harekete katılmaya ve tüm basın mensuplarını ifade özgürlüğüne destek vermeye davet ediyoruz.


Tüm Blogger’lar adına,
Bloguma Dokunma

1 Mart 2011 Salı

KURU SEBZELİ BULGUR PİLAVI




Çok soğuk istanbuldan herkese sevgilerimi selamlarımı gönderiyorum arkadaşlar ve izleyenlerim.Öncelikle sizlere beni desteklemek için verdiğiniz oylar için çok teşekkür ederim:))
yarışmaya katıldığım ve tefal actifry tencerem ile hazırladığım tarifimi en kısa sürede yayımlayacağım:)

şimdi ise blogcanlarımı ve tabi beni de ilgilendiren bir endişe hakim ,bazı arkadaşlarım bloguna erişimde zorluklar yaşıyor, konuyu anladığım fakat size anlatacak kadar da bilgi donanım'ın olmadığım için:)sorun en kısa sürede çözümlenir inşallah demekle yetineceğim...
Sezeli çiftlik harcını biliyor denemek için bir fırsat arıyordum:)muhterem makarnasında kullanıp tavsiye edince bende bulgur pilavına yakışacağını düşündüm haklı da çıktım:))
mutlaka denemelisiniz arkadaşlar çok lezzetli oldu emin olun.

Daha önce de Ezo gelin pilavı hazırlamıştım buradan bakabilirsiniz.


Şimdi nasıl hazırlamışım işte tarifi...

Malzemeler:


1 su bardağı bulgur
1/2 su bardağı pirinç
1 tane iri kuru soğan
1/2 kahve fincanı zeytinyağ
1 tatlı kaşığı domates salçası
1 tatlı kaşığı biber salçası
1 tatlı kaşığı acı biber salçası(istenirse)
1 yemek kaşığı tereyağ
1 paket knorr sebzeli (çiftlik)pilav harcı
3 su bardağı su
tuz
Hazırlanması:
Zeytinyağını bir tencereye alıyoruz, içine küp doğradığımız soğanlarımızı ekliyoruz.Soğanlar sararmaya başlayınca yıkanmış bulgur,pirinç,salçaları ve sebzeli çiftlik harcımızı ekleyip
bakliyatlar yağ çekip tekrar salıncaya kadar kavuruyoruz.Ardından bir yemek kaşığı tereyağ
ve suyunu ilave ediyoruz.Önce harlı ateşte kaynayınca kısık ateşte bulgur ve pirinç uzayıncaya kadar pişiriyoruz.Pişen pilavımızı ateşten alıp üzerine kağıt havlu serip demlemeye bırakıyoruz.
Afiyet olsun...